Charlie Chaplin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Charlie Chaplin etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Limelights (1952, Charlie Chaplin)


- Savaşmaya değer ne var?

- Gördün mü, itiraf ettin.Savaşmaya değer ne varmış

Herşey!
Yaşamın kendisi.
Bu yetmez mi?
Yaşamak, ızdırap çekmek, zevk almak.İşte hayat.
Yaşam güzel ve muhteşem. Deniz anası bile bunu bilir.
Senin sorunun savaşmaktan vazgeçmiş olman. Devamlı hastalık
ve ölümü düşünüyorsun. Anlasana. Ölüm gibi kaçınılmaz
bir şey daha var. O da yaşam, yaşam. Evrenin gücünü düşün.
Dünyayı döndürüyor, ağaçları büyütüyor. Senin içinde de aynı güç var.
Eğer kullanma cesaretin ve iraden olursa.


...


-Biliyor musun, sana öğüt ve moral
vermek beni de etkiledi. Söylediklerime ben de
inanmaya başladım.




Charlie Chaplin in Kid Auto Races at Venice (1914)

İnanması güç ama bir zamanlar Charlie Chaplin'siz bir dünya vardı. Derken 1914'te bir gün, kalabalıkta bir yüz belirdi. Venedik'teki Otomobil Yarışları'nda, bir ikon doğdu.

Chaplin'in kişiliği çok zengin ve çok farklı şeylerin bileşimidir.
Aynı zamanda hep kameranın önünde olmak gereksinimi duyar. Önemli olan, kamera önünde olmaktan hoşlanmasıydı. Onu kenara iterler ki,
yarışları çekebilsinler. O hep geri gelir, çünkü görülmek ister.
Kameranın önünde olma tutkusu...seyirciyi tutsak eder. Bu bir tür bilgeliktir. Belki ne yaptığının farkında değildi.Görülmek, merkezde olmak arzusunu tatmin ediyordu. 24 yaşındaydı. 10 yaşından beri müzikhollerde sahneye çıkmıştı. Mack Sennett onu haftada 150 dolara turne yapan Fred Karno'nun şirketinden alıp film işine soktu.Bu onun üçüncü, piyasaya çıkan ikinci filmiydi. Ama unutulmaz serseri kostümüyle ilk görünüşüydü.

Chaplin hep bu tipi tesadüfen stüdyoda bulduğu giysilerle yarattığını söylerdi.Sonraki üç yıl Chaplin 62 kısa film çekti. Bunların son 26 tanesini kendisi yazıp yönetti. 1917'de, bu yeni iletişim aracı sayesinde gelmiş geçmiş en büyük komik haline gelmişti.

  (The Life and Art of Charles Chaplin)

City Lights (1931, Charlie Chaplin)



(Şehir Işıklarının son sahnesi hakkında)

... biraz utanmış, kızla yeniden karşılaşmaktan mesut, bunu pek duygusallaştırmadan kendimi suçlu hissetmekteydim. Oğlan izlemekte ve kızın ne düşündüğünü anlamaya çalışmaktadır, çaba harcamaksızın anlamaya çalışmaktadır. O ana dek çektiğim en saf ara görüntülerden biriydi. En saflarından biri.


Charlie Chaplin

The Great Dictator (1940, Charlie Chaplin)





" Üzgünüm ama ben bir imparator olmak istemiyorum. 

Bu benim işim değil. Kimseyi yönetmek ya da fethetmek de istemiyorum. Herkese yardım etmek istiyorum...Yahudi, Yahudi olmayan, zenci, beyaz. Hepimiz başkalarına yardım etmeliyiz. İnsanlık böyle başlar. Biz birbirimizin mutluluğu için yaşamayı isteriz, kötülüğü için değil. Bir başkasında nefret etmeyiistememeliyiz. Bu dünyada, yeryüzü zengindir ve bunu herkes paylaşabilir. Yaşam tarzımız özgürlük ve güzellik olmalıdır. Ama biz yolumuzu kaybettik. Açgözlülük insan ruhunu zehirledi, dünyayı nefretle kuşattı... bazıları bizi üzüntü içinde bıraktı. Hızlı geliştik ama bu sırada kendimize de zarar verdik. İstediklerimizi elde etmek için makineleri kullandık. Bilgimizi olumsuz, zekamızı sert ve kaba kullandık. Çok fazla düşündük ama çok az hissettik. Makinelerden çok, insanlığa ihtiyacımız var. Zekadan çok şefkat ve kibarlığa ihtiyacımız var. Bunlar olmadan yaşam şiddet dolu olur ve her şeyi kaybederiz. Uçaklar ve radyo bizi yakınlaştırıyor. Bu icatlar insanlığın erdemlerini etkileyecek ve ...insanlar arasındaki kardeşliği ve birliği geçekleştirebilecek. Şu anda bile sesim milyonlarca insana... milyonlarca umutsuz erkek, kadın ve çocuğa erişiyor. Sistemin kurbanlarına ve işkence çeken kişilere ...ve hapisteki masum insanlara.


Beni duyanlara şunu söyleyeceğim,

umutsuzluğa kapılmayın. Umutsuzluk şu an üzerimizde ama bunu da atlatacağız. İnsanlığın ilerlemesinden korkanlar ezilip gidecekler. İnsanlığın nefreti geçecek, diktatörler ölecek...ve onların gücü insanlığa geri dönecektir. Son insan ölene kadar özgürlük asla yok olmayacaktır. Askerler, kendinizi bu zebanilere teslim etmeyin. Sizi küçümseyen, sizleri köle yapan... yaşamlarınızı sistematikleştiren, ne düşüneceğinizi söyleyen ...sizi terbiye eden, size sığır gibi davranıp, savaşa gönderen bu insanlara. Kendinizi makine kalpli,... makine düşünceli bu makine insanlara teslim etmeyin. Sizler makine değilsiniz, sizler sığır değilsiniz, sizler insansınız. Kalbinizde insanlık sevgisine sahipsiniz. Sevgisiz ve nefret dolu olmayın. Askerler, kölelik için savaşmayın, özgürlük için savaşın! Aziz Luke der ki, "Tanrının krallığı insanın içindedir." Sadece bir kişi veya zümrenin değil, bütün insanların. Senin de. Makineleri yaratma gücüne sahipsin, mutluluk yaratma gücüne de. Bu yaşamı özgürleştirip, güzelleştirme, yaşamı harika bir macera yapma gücüne sahipsin. Demokrasi adına bu gücümüzü kullanalım. Birleşelim, yeni bir dünya için savaşalım. İnsana çalışma şansının verileceği,... gençlere gelecek, yaşlılara güvence verilecek bir dünya. Zalimler yükselirken parlak vaatler verirler. Ama onlar yalancıdır! Sözlerini tutmazlar. Asla tutmazlar. Diktatörlerin kendileri özgürdür ama onlar insanları köle yapar. Şimdi bu sözleri tutmak için savaşalım. Özgür dünya için, ulusal engelleri kaldırmak için savaşalım. Açgözlülüğü, nefreti ve hoşgörüsüzlüğü kaldırmak için. Bilimin ve ilerlemenin bize mutluluk getirdiği bir dünya için savaşalım. Askerler, demokrasi adına birleşelim.


Hannah,...

...beni duyabiliyor musun?

Her neredeysen,
yukarı bak Hannah.


Bulutlar dağılıyor. Güneş aralarından ortaya çıkıyor. Karanlıktan kurtuluyoruz.Yeni bir dünyaya, müşfik bir dünyaya, insanlığın nefretlerin, acımasızlıkların, ve hırsların üstüne çıktığı bir yere doğru gidiyoruz. Yukarı bak, Hannah! İnsanlığın ruhu kanatlanmış. Gökkuşağına, umut ışığına, geleceğe doğru uçuyor. Sana, bana, hepimize ait olan görkemli bir geleceğe doğru. " - (filmin son sahnesinden)


Charlie Chaplin