Herkesin yalnızlığı kendine diyor Bachelard: Yalnızlığın tarihi yoktur.
"Jean Cassou, büyük şair Milosz'un yanına ancak bir majesteye sorulmaya layık bu soruyla yaklaşmayı hayal etmişti daima: "Yalnızlığınız nasıllar?”
Mumun Alevi Bachelard'ın son yapıtı,
onun deyimiyle düşünceyle yazılmış şiir.
" Düşçü masasındadır; çatı katındadır; lambasını yakar. Bir şamdan yakar. Mumunu yakar. O zaman hatırlarım, o zaman kendimi yeniden bulurum: işte o gece bekçisi benim. O nasıl okuyor, inceliyorsa ben de öyle çalışıyorum. Onun için olduğu gibi benim için de dünya, bir mum alevinin aydınlattığı çetrefil bir kitaptır. Çünkü yalnızlığın yoldaşı olan mum, çoğu zaman tek başına çalışmanın da yoldaşıdır. Mum boş bir odayı aydınlatmaz, bir kitabı aydınlatır. geceleyin, bir mumun aydınlattıgı bir kitapla baş başa - kitap ve mum: zihnin ve gecenin ikiz karanlığı karşısında ışığın ikiz adacığı."
Okuyup öğreniyorum! Okuyup öğrenmek fiilinin öznesinden başka bir şey değilim ben.
Düşünmeye cesaret edemiyorum.
Düşünmeden önce okuyup öğrenmek gerek.
Yalnızca filozoflar daha okuyup öğrenmeden düşünürler. Ama mum, ben çetrefil kitabı anlayamadan sönecek. Mum ışığının zamanından, çalışılabilir yaşamın büyük saatlerinden hiçbir anı kaçırmamak gerek.
Eğer okuyup öğrenmek yerine gözlerimi kitaptan kaldırıp muma dikersem, düş görürüm.
O zaman gece uyumayan münzevinin içinde saatler dalga dalga kıvrılır. Bir bilgi'nin sorumluluğu ile hülyaların özgürlüğü, yalnız bir insanın bu çok kolay özgürlüğü arasında saatler dalga dalga kıvrılır..."