...Tarihin benimle ne işi var? Benimki ilk ve tek dünya! Ben'im dünyayı nasıl bulduğumu anlatmak istiyorum. Dünyadaki başka insanların bana dünya hakkında söyledikleri, benim dünya deneyimimin çok küçük ve önemsiz bir kısmıdır. Ben'im dünyayı yargılamam, şeyleri ölçmem gerekir. Felsefi Ben, insan varlığı değil, insan bedeni ya da psikolojik nitelikleriyle insan ruhu değil, metafiziksel öznedir, dünyanın (bir parçası değil) sınırı. Bununla beraber, insan bedeni, özellikle benim bedenim, başkaları arasında, hayvanlar, bitkiler, taşlar vb., vb. arasında dünyanın bir parçasıdır. Her kim bunu kavrarsa, kendi bedeni ya da insan bedeni için üstün bir yer sağlamak istemeyecektir. O, tamamen naif biçimde, insanlar ve hayvanları benzer ve birbirine ait nesneler olarak kabul edecektir.
8.10.16.
Şeyler arasında bir şey olarak, her şey eşit derecede önemsizdir; bir dünya olarak her şey eşit derecede önemlidir. Eğer sobayı seyre dalmışsam ve sonra bana şöyle denir: ama şimdi senin tüm bildiğin sobadır, sonucum gerçekten önemsiz görünür. Çünkü bu, meseleyi, sanki ben sobayı dünyadaki pek çok şey arasında bir tek şey olarak incelemişim gibi gösterir. Ama sobayı seyre daldıysam, o benim dünyamdı ve başka her şey onun aksine renksizdi. (Bütün hakkında iyi, ama ayrıntıda kötü bir şey)
12.10.16.
Bir taş, bir hayvan bedeni, bir insan bedeni, benim bedenim hepsi aynı düzeyde bulunurlar. Bu nedenle, vuku bulan şeyin bir taştan ya da benim bedenimden kaynaklanıp kaynaklanmaması, ne iyi ne de kötüdür. "Zaman yalnızca tek yöne sahiptir", anlamsız olmalı. Yalnızca tek yöne sahip olmak, zamanın mantıksal bir niteliğidir. Çünkü eğer bir kimseye yalnızca tek bir yöne sahip olmayı nasıl tasarladığı sorulsaydı, şöyle diyecekti: Bir olay tekrar edebilseydi, zaman tek bir yönle sınırlandırılmayacaktı. Ama bir olayın tekrar etmesinin olanaksızlığı, bir cismin aynı anda iki yerde olmasının olanaksızlığı gibi, olayın mantıksal doğasında içerilir. Şu doğrudur: İnsan mikro-kozmostur. Ben kendi dünyamım.