To-morrow, and to-morrow, and to-morrow,
Creeps in this petty pace from day to day,
To the last syllable of recorded time;
And all our yesterdays have lighted fools
The way to dusty death.
Out, out, brief candle!
Life’s but a walking shadow, a poor player,
That struts and frets his hour upon the stage,
And then is heard no more. It is a tale
Told by an idiot, full of sound and fury,
Signifying nothing.
Yarın, yarından sonra bir yarın, bir yarın daha
Sürüp gidiyor günden güne küçük adımlarla;
Ölüm yolunda ilerlerken bütün dünlerimiz,
geçmiş günlerimiz nice serseme ışık tutmuş.
Ölüm yolunda, toz toprak olmazdan önce.
Sön, cılız mum, sön!
Hayat dediğin ne ki:
yürüyen gölge; zavallı bir kukla bu sahnede
Bir saat boy gösterip, boyun kırıp gidecek!
Bir daha da duyulmayacak artık sesi.
Bir aptalın anlattığı bir masal bu;
sırf gürültü, patırtı; deli saçmalarıyla dolu.
*
fotoğraflar:
kaotikbenlik@
*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder