"Aşka uçma, kanatların yanar."
Hatırlıyorum bir gece gözüme uyku girmemişti; Mum pervaneye şöyle söylüyordu: “Ben âşığım, yansam revadır bana; Fakat sen niçin ağlıyor, niçin yanıyorsun? Dedi: “Ey benim bîçare âşığım! Gitti bal gibi tatlı Şirin’im benim”. Şirin’im benden uzağa gidince, Ateş, Ferhat gibi eritti beni. Hep bu sözleri söylüyor, Her an sararmış yanağından gam seli akıtıyordu. Ey iddiacı! Aşk senin işin değildir; Çünkü ne sabrın var ne de buna gücün kuvvetin! Sen hamsın, bir kıvılcımdan kaçıyorsun; Bense tamamen yanıncaya kadar durmuşum. Aşk ateşi sadece kanadını yakar senin, Bir de bana bak, büsbütün yaktı beni.
Birisi muma ey alçak diye seslendi, Bir sevgiliye git ve sana lâyık olanı al! Ümit yolunu gördüğün yere doğru git, Sen ve mum sevgisi, nereden nereye? Semender değilsin, ateşin etrafında dolaşma, Çünkü (önce) mertlik gerekir, sonra savaş.
*
Sa‘dî, Bostan
*
fotoğraflar:
kaotikbenlik@
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder