"Hali perişan bir pervâne vardı,
Ateşe helâl kıldı tatlı canını.
Yüzlerce ateş ve dert içinde olan mumu gördü,
Sararmış yüzünün üzerinde gül rengi gözyaşı akıyordu."
"Mum ve pervâne; aşık ile maşuk gibidir,
Yok olma arzusunda değilsen etrafta dolaşma."
"Benim işim geceleyin kandile düşmüştür,
Mum gibiyim, gece yaşıyor ve sabah ölüyorum.
Mum gibi yanıp yakılıyor ve her gece söylüyorum,
Mum gibi sabaha kadar sağ kalmayacağım."
"Düşmanların kalbi sevgilinin yüzünden ne anlar?
Sönmüş kandil nere, güneş gibi olan mum nere?"
"Onun parlak görüşünün nurlu ışığından
Işık pervânesi gökteki güneşi arzular."
"Senin zülfün zincirse, divânesi benim.
Senin aşkın ateşse, pervânesi benim.
Senin yeminine andolsun ki kadeh benim.
Senin aşkınla bizzat (sen oldum)
ama sana yabancı da benim.”
"Pervane muma "Sevgilim ol" dedi
Mum ise "Eğer ağlayarak ölenim olursan
Eğer koynumda olmak istiyorsan
Ateşin içine gir ve tamamen yan" diye cevap verdi."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder