Pencere aralık, perde bir kadın başı gibi hafifçe kalkıyor. Gece bana bakıyor ve kışın nefesi dudaklarıma dokunuyor, rüzgâr beni ışığa gelen kelebekler misali saran çimen parçaları taşıyor. Düşünmüyorum bile. Yastık otların hiç kesilmediği bir bahçeye benziyor, başım denizin dibindeki kum gibi derine gömülüyor. Parmaklarım parmaklarımla oynuyor. Tüm tatlar dilime dolanıyor, Babil’in delisi olarak zihnimdeki dilleri karıştırıyorum. Midas’ın dokunduğu her şeyin yaldızlarını döküyorum. Bir ölümsüzü kendisi dışında kim efsaneleştirebilir? Karanlıkta parıldayan yarı değerli taşlar hayvan gözleridir, artık ölmüştür hepsi, sahiplerini gözlüyor ve uçuruma giden yollarını aydınlatıyorlardı. Marta ve binlerce ikizi yanımda yatıyor. Camda sonsuz yansımamı görüyorum. Bu gecenin tek müziği Marta’nın midesinden yükseliyor. Annemin pudralı kalçalarımda, dövülen halı gibi, insanı hapşırtan bir toz yayarak davul çalışını anımsıyorum. Marta’cık gözlerini açıyor:
"Uyu artık uzun saçlı deli."
*
Vorace'nin Yeteneği / Felix Francisco Casanova
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder