2015 / Çanakkale
Hani yaşamının hesabı, nerde? (Trakl)
Belki de gerçeği tüm çıplaklığıyla dile getirmek her zaman iyi bir çözüm değil, hele ki sözkonusu gerçek geçmişe aitse ve geride bırakıldıysa. Tek bildiği, hayatını bir kez heba ettiysen geri dönüşün olmadığı; geçmişe müdahale edilemeyeceği, geçmişin telafi edilemeyeceği ya da düzeltilemeyeceği; merhamet yok; daha önce hiç farkında olmadığı kadar farkında şimdi insanın yaptığı ya da yapmadığı “şey”in nihai olduğunun, her hatanın ya da her ihmalin ve evet, burada oturmanın bile bir tekrarının, telafisinin olmadığının ve bunun durdurulamayacak bir şekilde süregittiğinin - insan neden yerinden kımıldaması gerektiğini bilmese de böyle bu.
İnsan hayatım dediği şeyin içini pek az doldurur, hem de gülünç derecede az. Bu, yitik günlerden oluşan bir zincirden başka bir şey değildir, diyor dağcı, her daim planlanan şeylerin gerisinde kalan günlerden başka; aylar yıllar geçer, insan anlamaz, sanki her şey sadece tek bir günden ibaret diye düşünür çoğunlukla; uzun, sıradan bir gün, hep diğerinin aynısı: Soyunur, dişlerini fırçalarsın, tıpkı dün ve yıllardır yaptığın gibi, sonra bir süre yatağın ucunda oturur, inkâr edilemeyecek bir gerçeğin farkına vararak çalar saati yavaşça yeniden kurarsın, işte bir kez daha bir şey başaramamışsındır, dolduramamışsındır hayat dediğin şeyin içini, tıpkı dün ve yıllardır olduğu gibi. En nihayetinde o ıstırap dolu doğum anına ya da ölümün bir başına yaşanan dehşetine denk düşen tek nefeslik bir hayatın bile olmaz...
Ardından gülüyor: Buna hayat mı diyeceksin, diye soruyor, insanın sakalının ve tırnaklarının uzamasını izlemesine? Kim ki otuz yaşına gelip henüz bir seyler başaramamışsa gönül rahatlığıyla gidip ilk ağaca asabilir kendini... Aslında en başından beri nasılsa öyle kalmış, başka biri olma hayali mahvolmuştu. Her şeyin, bir zamanlar ettiği yeminden, bir zamanlar gençken inandığı, tutkuyla inandığı şeylerden farklı geliştiğini düşünüyor.
Rüzgârlar gibidir hayatımızın imkânları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile - acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!
Sessizliğin Yanıtı / Max Frisch
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder