Mum Yakana Kılavuz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mum Yakana Kılavuz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Mum Yakana Kılavuz V🕯🕯


Alev, kendi oluşuna gömülmüş bir varlığın sembolüdür! 

Alev bir varlık-oluştur [et re-devenir], bir oluş-varlıktır [devenir-etre). 


Kendini tek başına ve bütünüyle alev olarak hissetmek, bir varlık-oluşun dramı içindeki alev -aydınlanırken yok olmak, büyük bir şairin imgelerinden doğan düşünceler bunlardır. Jean de Boschere şunu yazar:

Sait Faik'in Mumları


"En son Elit Kahvesi'nde görmüştüm Sait Faik'i. 1948 kışıydı. Sait Faik renk renk mumlar almış, yakmaya çalışıyordu. Kahveyi işleten iri yarı Alman da ("Mösyö" derdik) masa kirlenir diye Sait Faik'e engel olmaya çabalıyordu. Yazdığım son hikâye "Mumlar" adını taşır; Sait Faik'i, mumlarını anlatan bir hikâyeydi."

Fethi Naci



...Sacit, cebinden, bir kâğıda sarılı, iki mum çıkardı: Biri kırmızı, biri maviydi. Bir çocuk gibi gülerek:- Tanesi yüz para, dedi, yılbaşı şerefine aldım.Mumlardan birini yaktı, sigara küllüğüne dikmek istedi.Olmadı. Mum, ortasından bükülerek, yana eğildi; masanın örtüsüne sıcak iki damla düştü. Uzaktan merak ve endişeyle bakan Mösyö, kızarak: Olmaz! dedi. Olmaz, olmaz! Bak, damladı örtüye! Yakacaksınız orasını; olmaz! 

Yazı




.

... sözcükleri nasıl sevdiririm sana? Sözcüklerle aran yok... Ama bu dinginliği yormayan bir ezgiye dönüştürmenin bir yolu..? Bağlaç olarak kalmayacaksın hiçbir zaman, ama de leri, da ları ayır en azından benim için... Ben de, sen de, bende, sende, ikimiz de, ikimizde, sevgi de, sevgide, aşk da,
 aşkta...




Yazı, eninde sonunda yazı, gene yazı: ne varsa, yazıda başlayacak, yazıda bitecek.

# günler
# kulübe
# karanlık da 
# karanlıkta

Gece'ye Mum



...Kaçınılmaz düşüşte, başlangıçta verili sınırlar dışında bir şeyden kaygı duymadan demir alarak uçuruma doğru neşeyle gittiğimiz, her şeye meydan okuduğumuz sarhoşluk anları, yeryüzünden (yasalardan) tamamen kurtulduğumuz ender anlardı.



Sürüp gitme isteğinin ötesinde, tükenmenin hızlandığı anlarda alevlerin, düşlerin, çılgın gülüşlerin özelliği olan bu anlamsız anlamdan başka hiçbir şey yoktur. Sonunda, en son anlamsızlık bile, her zaman için tüm diğer anlamların yadsınmasından oluşmuş bir anlamdır (Bu anlam, aslında varlığın sürüp gitmesiyle alay etmesi koşuluyla, mevcut haliyle, ötekilerin anlamsızlığı olan her özel varlığın anlamı değil midir? ve düşünce (felsefe) tıpkı üflenen mumun sönen alevi gibi, bu kor gibi yanmanın bittiği yerdedir).

XXX🕯️🕯️



"benim ruhumdur bu alev"

N.

Kulübe Güncesi: Gece

 


GECE: Öznede içinde çırpındığı ya da yatıştığı ( duygusal, düşünsel, varoluşsal) karanlık eğretilemesini uyandıran her durum.

# Gece
# Barthes
# Aşk



"Birbiri ardından, biri iyi, öbürü kötü, iki gece yaşarım...

Bunu söylemek için iki gizemsel ayrımdan yararlanırım:

estar a oscuras (karanlıkta olmak)

bir kusur işlenmeden de ortaya çıkabilir, çünkü nedenlerin ve amaçların ışığından yoksunumdur,

estar en tinieblas (karanlıklar içinde olmak)

nesnelere bağlılığım ve bundan kaynaklanan karışıklık beni kör ettiği zaman başıma gelir.

Çoğu zaman, arzumun karanlığı içindeyimdir; ne istediğini bilmem, her şey yankılanır, bir durumdan bir başka duruma düşerim sürekli:

estoy en tinieblas.

Mum Yakana Kılavuz V🕯️

Bir alevin karşısına geçtiğimizde, manevi olarak dünyayla iletişime geçeriz. Zaten, sıradan bir uykusuz gecede, mum alevi sakin ve tatlı bir yaşam modelidir. Tıpkı tefekküre dalmış bir filozofun tefekküründeki yabancı bir düşünce gibi, en ufak esintinin de alevi rahatsız ettiğine kuşku yoktur. Ama büyük yalnızlığın hükümranlığı gerçekten kurulsa da, sükunet vakti gerçekten gelip çattığında, işte o zaman hayalperestin yüreği de alevin yüreği de aynı huzurla dolar, o zaman alev kendi biçimini korur ve kesin bir düşünce gibi, dosdoğru kendi dikeylik yazgısına koşar.

Böylece, düşünerek hayal kurulan, hayal kurarak düşünülen zamanlarda, mum alevi ruhun sükunetini ölçen hassas bir manometre olabilirdi; incelikli bir dinginliğin, yaşamın ayrıntılarına kadar inen bir dinginliğin -huzur verici bir hülyanın akışını takip eden süreye süreklilik bağışlayan bir dinginliğin ölçüsü olabilirdi.

Sakinleşmek mi istiyorsunuz? Sükunet içinde ışık veren hafif alev karşısında yavaş yavaş soluk alıp verin.

Gaston Bachelard

Mum Yakana Kılavuz 🕯️🕯️🕯️🕯️🕯️

"Tek başına kalmış, yalnız alev, hayalperestin yalnızlığını şiddetlendirir mi, yoksa onun hülyasını teskin mi eder? İnsan yanında birinin olmasına öyle ihtiyaç duyar ki demiş Lichtenberg, yanan mumun karşısında kendini daha az yalnız hisseder."

Gaston Bachelard


" Ah şimdi bir dostum olsaydı, rastgele bir tavan arasında kalan, yanıbaşında kemanıyla mum ışığında düşünüp duran bir dostum! Gece sessizliğinde nasıl gizlice yanına sokulur, döner merdiveni usulcacık tırmanıp nasıl ansızın karşısına çıkardım ve sonra nasıl söyleşiyle, müzikle eşsiz güzellikteki birkaç saati bir bayram havası içinde birlikte geçirirdik!"

Herman Hesse / Bozkırkurdu

Mum Yakana Kılavuz 🕯️V

 





Mum Yakana Kılavuz 🕯️🕯️🕯️

 



Tek başına alev, yalnızlığın tanığıdır, alev ile hayalperesti birleştiren bir yalnızlığın tanığıdır. Alev sayesinde, hayalperestin yalnızlığı boşluğun yalnızlığı olmaktan çıkar. Yalnızlık, küçük ışığın lütfuyla somutlaşmıştır. Alev, hayalperestin yalnızlığına ışık tutar; onun duşünceli alnını aydınlatır. Mum, beyaz sayfanın yaldızıdır.

Gaston Bachelard

Mum Yakana Kılavuz 🕯️🕯️

 


Dünyada düşçülüğe çağıran nesneler arasında, en büyük imge yaratıcılardan biri alevdir. Alev bizi hayal etmeye zorlar. Bir alevin karşısında hülyalara dalındığında, duyularla algılanan şey, hayal edilenin yanında bir hiçtir.

Mum Yakana Kılavuz 🕯️



Tüm imgeler arasında, alev imgeleri -en naifleri olduğu kadar anlaşılması en karmaşık olanları, en akıllıcaları kadar en çılgınca olanları da- şiirden bir işaret taşırlar. Alev karşısında hayal kuran herkes gücül bir şairdir. Alev karşısında dalınan her hülya, hayranlık duyan birinin hülyasıdır. Alev düşçüleri, ilk hülya halindedirler. Bu ilk hayranlığın kökleri bizim uzak geçmişimizde bulunur. Aleve doğal, hattâ doğuştan gelme bir hayranlığımız vardır. Alev, görme zevkinde bir yoğunlaşmayı, her zaman görülenin ötesini özendirir. Bizi bakmaya zorlar. Alev bizi ilk kez görmeye çağırır: 

Aleve dair binlerce anımız vardır, çok eski bir anının şahsında hepimiz onu düşleriz, yine de herkesin hatırladığı gibi hatırlarız. Bu durumda, alev karşısındaki en değişmez yasalardan birine göre düşçü, yalnızca kendisine ait olmayan bir geçmiş içinde, dünyanın ilk ateşlerinin geçmişinde yaşar.