KENDİ ŞARKIM
1
Kendimi övüyorum, kendimi anlatıyorum,
Bende olanlar sizde de olacak,
Çünkü bendeki her atom benim olduğu kadar sizindir de.
Sere serpe ruhumu çağırıyorum,
Eğilip koyveriyorum kendimi yeşeren yaz çimenini özleyerek.
Dilim, kanımın her atomu, bu topraktan oluşma, bu havadan,
Burada doğmuş ana babalardan doğma, onların da ana babaları burada doğmuş, onların da, onların da,
Ben, otuz yedi yaşımda bugün, sağlık içinde başlıyorum,
Ölünceye kadar durmama umuduyla.
2
Evlerle odalar kokularla dolu, raflar kokularla dolu,
İçime çekiyorum güzel kokuları, tanıyorum, hoşlanıyorum,
Kokular nerdeyse kendimden geçirecek beni, ama izin vermem buna.
Atmosfer bir koku değil, onda damıtılma tadı yok, o kokusuz,
O tam bana göre, onu sevivorum,
Ormanın yanındaki koruya gideceğim, soyunup çırılçıplak olacağım orada,
Deli oluyorum onun bana dokunmasına.
7
Doğduğuna sevinen biri mi var?
Hemen söylemek isterim ona, ölüm de sevinilecek
bir şeydir, biliyorum.
Ben ölenlerle geçtim ölümü, yeni doğan bebelerle geçtim doğumu, ben öyle şapkamla ayakkabılarımın arasına çakılıp kalmam,
Her şeyi öğrenmek isterim ben, hepsi başka başka, hepsi de güzel, iyi,
Dünya iyi, yıldızlar iyi, onların uzantıları, hepsi iyi.
Ben bir dünya değilim, ya da bir dünyanın uzantısı değilim,
Ben dostu, yol arkadaşıyım insanların, hepsi benim kadar ölümsüz, benim kadar derin,
(Onlar bilmez ne ölümsüz olduklarını, ben bilirim.)
Her tür kendine, Her tür kendinin, benim erkeklerimle dişilerim de bana,
Bana bütün o delikanlılar, kadınlara sevdalanan,
Bana o gururlu, o küçümsenmeye gelmez adam,
Bana o sevgili, o yaşlı kadın, bana o analar, o anaların anaları,
Bana o gülümseyen dudaklar, göz yaşı döken gözler, Bana o çocuklar, o çocukları yaratanlar.
Kaldırın örtüleri! günah işlemiş, ya da yıpranmış,
ya da atılmış değilsiniz benim gözümde,
Ben örtülerin, dokumaların arkasını da görürüm,
Ben hep yanıbaşınızda, vazgeçmez, kavrayan, yorulmak bilmez, kurtulunmaz olanım.
(...)