Çorak Ülke / Francis Bacon


David Silvester: Bazen, odanda tanıdığın biriyle otururken, bir hareketi, başın ya da bedenin bir duruşunu resme geçirmek istediğin bir şey olarak, kafanın takıldığı olur mu?


Francis Bacon: Hayır, o şekilde değil. Bedeni genellikle belirli bir pozisyonda çizmek isterim.


DS: Peki, kapıdaki anahtarı ayağıyla çeviren bir figür yapmak nerden aklıma geliyor?


FB: Sanırım, o, Eliot’un şiirinden,

“Çorak ülkemden geldi: “Anahtarı duydum 
Kilitte döndüğünü bir kez, bir kez döndüğünü yalnız.” 

Ama neden ayakla çevirttim, bilmiyorum. Evet, kesinlikle o şiirden geldi.


DS: Niyet ile sonucun iç içe geçmesine mükemmel bir örnek. Burada niyet, yani Eliot düşlemi, senin özel düşüncen oluyor.

FB: Tamamen öyle.

DS: Ve resimden hiç belli değil.

FB: Kesinlikle.

DS: Buna karşılık, resimdeki en belirgin şey, resim sanki onun hakkındaymış gibi görünen şey, önceden düşünülmemiş.

FB: Evet. Belki bir ölçüde Gerçeküstücülükten de geliyordur bunlar. Sanki anahtarı, alışıldığı gibi, bir el değil de, bir ayak çevirirse, daha bir sahicilik kazanır diye düşünmüşümdür.

DS: Evet, Gerçeküstücülükle ilişkisi var galiba. Magritte, sıradan gerçeğin gizeminden ve resmi, bu gizemi yakalamak için kullanmak istediğinden söz ederdi. Ama o, masanın üstündeki bir meyva veya ekmek gizem doludur demesine karşın, boşlukta duran bir meyve ya da ekmek çizdi; yani daha sahici bir gizem yaratmak için nesneyi yerinden çıkarıp başka bir yere koydu.

FB: Evet, anahtarı ayakla çevirmeye çok benziyor bu.

DS: Çorak Ülke'nin seni çok etkilediğini biliyordum ama, o resimle Eliot arasında bir bağ olduğu hiç aklıma  gelmemişti. Eliot’un başka dizelerinden de esinlenmiş resimlerin var mı? “Sweeney Agonistes” triptiği dışında tabii.

 Triptych Inspired by T.S. Eliot's Poem "Sweeney Agonistes", 1967


FB: Eliot beni her zaman etkilemiştir. Özellikle “Çorak Ülke” ve daha önceki şiirleri. Dört Kuartet’i de çok sık okurum ve “Çorak Ülke'den daha da büyük şiir olduğunu düşünürüm. Ama beni aynı şekilde duygulandırmaz. Aslında, belirli dizelerden veya şiirlerden doğrudan esinlenerek yaptığım pek bir şey yok. Bazı dizeler bende hayranlık ve heyecan uyandırır; beni daha çok çalışmaya iter. Beni etkilemeleri bu şekilde olur. Resim için şiirden doğrudan yararlanmak zor; şiir tüm havasıyla etkiler insanı. Yeats’in birçok şiiri de beni çok etkilemiştir. Onda en hayran olduğum şey, kendisini nasıl yetiştirmiş olduğu; belki başından beri büyük bir ozandı, ama kendi üzerinde gerçekten olağanüstü bir çalışma yapmış gibi gelir bana. Tabii biz sadece modern ozanlardan söz ediyoruz; oysa, Eliot’un da, Yeats’in de tümünü ve hemen hemen bütün öteki ozanları Shakespeare’de buluruz. Hayata can verir Shakespeare... sen isteğin kadar anlamaz olduğunu düşün. Tarihte başka kimsenin yapamadığı bir biçimde can verebilmiştir Yaşamı bir halı gibi serer adamın önüne. Hem derin umutsuzluğu ve karamsarlığıyla, hem gülmece duygusuyla, hem de o şeytanî soğuk alaycılığıyla.

*
David Silvester & Francis Bacon
Söyleşileri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder