(Shoah, 1985, documentary by Claude Lanzmann)
~GAZ ODASI~
Kapılar açıldığında...
dayanılmaz bir manzarayla karşılaşılıyordu.
İnsanlar bazalt gibi üst üste yığılmış...
...taş bloklar gibiydiler.
Gaz odalarında nasıl da yere yığıldılar!
Birkaç defa gördüm.
Kabullenmesi en zor şeydi.
Buna asla alışılamazdı.
İmkansızdı.
İmkansız mı? (Lanzmann)
Evet. Şöyle ki,
gaz verilmeye başlandığında... şu şekilde yerden yukarıya doğru yükseldi. Ardından müthiş bir mücadele başladı, çünkü gerçekten bir mücadele vardı. Gaz odasındaki ışıklar söndürüldü. Karanlıktı, göz gözü görmüyordu. Böylece en güçlü olanlar daha yukarıya tırmanmaya çalıştılar. Galiba farkına vardılar ki ne kadar yüksekte olunursa...o kadar hava olurdu. Daha rahat nefes alabiliyorlardı. Bu durum boğuşmaya sebep oldu. İkincisi, çoğu insan kapıya doğru ilerlemeye çalıştı. Psikolojik bir durumdu. Kapının nerede olduğunu biliyorlardı... belki bir şekilde kapıya ulaşabilirlerdi. İçgüdüsel bir davranış... ölümüne bir mücadele vardı.
İşte bu yüzden çocuklar...Güçsüzler ve yaşlılar en altlarda kalarak yaralandı. En güçlüler yukarıdaydı.
Çünkü ölüm kalım mücadelesinde bir baba, altında yatanın oğlu olduğunu fark etmemişti. Peki kapılar açıldığında ne oldu? Yere düştüler. İnsanlar taş blokları gibi... kamyondan dökülen kayalar gibi yere düştü.
Ancak ziklon gazının yakınında bir boşluk vardı. Gaz kristallerinin geldiği yerde hiç kimse bulunmuyordu.
Yalnızca bir boşluk. Galiba kurbanlar orada gazın daha şiddetli olduğunu sandılar. İnsanlar ne durumdaydılar?
Hırpalanmışlardı. Karanlıkta boğuşup dövüşmüşlerdi. Baştan aşağıya... dışkıya bulanmışlardı. Kulak ve burunları kanıyordu. Hatta, diğerlerinin neden olduğu sıkışıklıktan dolayı yerde yatan, yüzleri tanınmaz hale gelmiş insanları da görebilirdiniz bazen.
Çocukların kafatasları kırılmıştı.
Anladım. (Lanzmann)
Ne?
Berbattı. (Lanzmann)
Kusma.
Kulak ve burunda kanama.
Muhtemelen adet kanaması bile.
Bundan eminim.
Bu boğuşmada hayatta kalmak
için her şey yapılıyordu.
Korkunç bir görüntüydü.
Bu en zor kısmıydı.
....
(Shoah Metinlerinden)