DOlap, kendi cinsel kimliklerini kamusal olarak itiraf etmeyecek lezbiyen ve geylerin ya içinde ikamet ettiği ya da aykırı cinselliklerini uyarladıkları özel, saklanma mekanını tarif eder. George Chauncey, dolabı " buradan çıkmadan önceki" hayatları kadar gey özgürleşme hareketinden önceki gey hayatını karakterize etmede genelde kullanılan mekansal metafor" diye tarif ediyor.
Terimim kökenlerinin "karanlıkta" kaldığını söylüyor ama kullanımının aslen "dolaptaki iskelet" kavramından geldiğini ve böylece hem egemen heteroseksüel kültürde hem de lezbiyen ve geyler tarafından kullanılan kavramın etrafına dizilmiş gizlilik, utanç, aşağılık olma ve gözetim gibi kavramları akla getiriyor. Terim, tarihsel olarak, Haziran 1969'da New York şehri'ndeki Stonewall ayaklanmalarından sonra kullanıma girdi. Dolap, hiç şüphesiz gey özgürleşme hareketinin başlangıcından bu yana hem kültürel hem politik açıdan güçlü bir gösteren haline geldi. Dolap metaforu, mevcut terminoloji, esasen dolap kapısını açma ve kamusal dünyaya adım atma kavramından gelen "dışarı çıkma" -artık bir öznenin cinselliğini ifade eden kısaltma- tarafından genişletilmiştir. Çağdaş lezbiyen ve gey alt kültürlerinde terim, artık "dolap" isminin yanı sıra, öznellik ifade eden sıfat formu "kapatılmış" ve "dolap kraliçesi", "dolap vakası", "dolap Tommy" ve "dolap dyke" özne tipleri taksonomisi işlevini görmektedir.
Terimim kökenlerinin "karanlıkta" kaldığını söylüyor ama kullanımının aslen "dolaptaki iskelet" kavramından geldiğini ve böylece hem egemen heteroseksüel kültürde hem de lezbiyen ve geyler tarafından kullanılan kavramın etrafına dizilmiş gizlilik, utanç, aşağılık olma ve gözetim gibi kavramları akla getiriyor. Terim, tarihsel olarak, Haziran 1969'da New York şehri'ndeki Stonewall ayaklanmalarından sonra kullanıma girdi. Dolap, hiç şüphesiz gey özgürleşme hareketinin başlangıcından bu yana hem kültürel hem politik açıdan güçlü bir gösteren haline geldi. Dolap metaforu, mevcut terminoloji, esasen dolap kapısını açma ve kamusal dünyaya adım atma kavramından gelen "dışarı çıkma" -artık bir öznenin cinselliğini ifade eden kısaltma- tarafından genişletilmiştir. Çağdaş lezbiyen ve gey alt kültürlerinde terim, artık "dolap" isminin yanı sıra, öznellik ifade eden sıfat formu "kapatılmış" ve "dolap kraliçesi", "dolap vakası", "dolap Tommy" ve "dolap dyke" özne tipleri taksonomisi işlevini görmektedir.
Amerikan gey dergisi The Advocate'in editörü Michelangelo signorile dolabı lezbiyen ve gey erkeklerin zihinsel, duygusal ve fiziksel hayatlarına derinden zarar veren bir şey olarak tasvir ediyor. Sonuçlarının çok geniş bir etki alanı olduğu bir trans kültürel fenomen olarak tarif eder:
Eşcinsel dolabın tanımı, eşcinsellikten korkulan ve nefret edilen İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi birçok ülkede aynıdır. Gey erkeklerin ve lezbiyenlerin, cinselliklerini erken yaşta fark ettiklerinden bu yana yaşamaya zorlandığı -toplumun dışına itilme ve bazen ölüm cezası altında- bir yerdir. Dolabın kurbanlarına dayattığı kaygı ve işkence kültürleri aşar, her yerde eşit derecede evrenseldir.
Signorile, net bir siyasi gündem dile getirir: "sırasıyla ülkemizde homofobiyi yok edeceksek, hangi kültürün parçası olursak olalım, hangi hükümet bizi yönetirse yönetsin, dolap da yok edilmelidir." Analiz formlarını, işleyiş ve etkilerini anlamaya başladığımız dolabı yerince yakından ve ayrıntısıyla incelemeyi ve sonra bu bilgiyle onu yok etmeyi hedefler.
Gey ve Lezbiyen
Edebiyatı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder