İnsan oburluğunu bastırmak için masum kuzuyu kızarttı,
parçacıklara ayırıp haşladı ve o sakin kuzunun Tanrı tarafından yaratıldığını
iddia etse de zalimce yok etti. Kendinde bu gücü açıkça bulduğuna bir de felsefe açısından bakarsak, Doğanın insana nasıl bir sistem yüklediğini görürüz, güçlünün her zaman zayıfı yok etme yetkisi vardır; bunu Doğa vermiştir.
Kurda kuzunun ne işe yaradığını sor:
"Benim karnımı doyurmaya..." diye yanıt verecektir.
Kuzuları yiyen kurtlar, kurtlar tarafından yutulmuş kuzular, güçlü zayıfı kurban eder, zayıf güçlünün kurbanı olur, işte doğa, işte doğa kuralları, işte doğa planları.
Birbirini takip eden bir etkinlik ve sonucu, kötülükler ve erdemler yığını. Dünya üzerindeki kötülükler ve iyiliklerin eşit olmasından doğan, tek kelimeyle mükemmel bir denge... Gezegenlerin, bitki ve hayvanların yaşamının temeli ve yokluğu halinde, her şeyin bir anda yıkılacağı esas bir denge. Ey Therese, eğer doğa bir an için bizimle konuşabilseydi ve ona hizmet eden bu günahların, bizden istediği ve bize esinlediği bu zulümlerin, onu örnek alarak oluşturduğumuz yasalar tarafından cezalandırıldığını söyleyebilseydik, ne kadar da şaşırırdı. "Aptal!" diye yanıt verirdi bize, "Uyu, iç, ye ve sana iyi görünen günahları korkmadan işle. Ahlaksızlık olduğu iddia edilen tüm bunları sana esinlediğime göre, istiyorum senden. Beni tahrik eden ya da zevk veren şeyleri yapmak sana düşer! Bil ki içinde bana ait olmayan hiçbir şey yok, bilmemen gereken hiçbir şey koymadım içine... Etkinliklerinin en iğrenci de, en erdemlisi gibi, bana hizmet etmenin bir yoludur. Bu nedenle de kendini hiç engelleme, kurallarını, sosyal uzlaşmalarını, ev tanrılarını yok et. Yalnızca beni dinle ve benim gözümde, sana esinlediklerime direnmenin ve saçma sapan düşüncelerle karşı çıkmanın tek suç olduğuna inan."
Sade / Justine
Sade / Justine