Sade bir sodomcu muydu?


Zaafımı itiraf etmeliyim. Şunu iddia ediyorum ki, yeryüzünde buna tercih edilebilecek hiçbir zevk yoktur; her iki cinste de kıça tapıyorum; ama genç bir oğlanın kıçı, kabul etmek gerek, bir kızınkinden daha fazla zevk veriyor bana. 



Sade bir sodomcu muydu?

 Temelde mazoşist bir eğilim taşıyor muydu? Önce sodomculuğu ele alalım; kendi fizik görünüşü, uşaklarının oynadığı rol, La Coste şatosunda cahil ama güzel delikanlıların katip olarak bulunduruluşu, yazılarında bu konuya verdiği büyük önem ve onu savunurken takındığı ateşli tavır, her şey, Sade'ın cinselliğinin temel öğelerinden biri olduğunu doğrulamaktadır. Gerçi yapıtlarında olduğu gibi hayatında da kadınların büyük rolleri olmuştur; Beauvoisin'le, daha önemsiz başka metreslerle aşklanmıştır; baldızını baştan çıkarmıştır, La Coste şatosuna birçok genç kız, birçok güzel kadın toplanmıştır; Matmazel Rousset ile kırıştırmış, ömrünün son günlerini Madam Quesnet'nin bitişiğinde geçirmiştir; gerçi bütün bunları toplumun koyduğu ve kendisini Madem Sade'a bağlayan bağları hiçleyerek kendi yarattığı biçimler içinde yapmıştır; ama o kadınlarla ilgileri ne cinstendi acaba? Cinsel tavırları konusunda elimizde bulunan iki belgenin ikisinde de Sade'ın, zevk ortağı kadınlarla normal olarak birleştiği görülmüyor; Rose Keller olayında, Sade kadını kamçılayarak açlığını gidermiştir, hiç dokunmamıştır ona;  Marsilyalı kıza ise, uşağıyla, onunla olmazsa kendisiyle arkadan birleşmeyi önermiştir; kız reddedince kendisi uşağıyla birleşirken berikini şöyle bir iki kez ellemekle yetinmiştir. Romanlarındaki kişilerin kız bozmaktan hoşlandıklarına tanık oluyoruz: Kanlı ve kutsallığa saygısız nitelikte olan bu cabbar davranış Sade'ın düş dünyasını çelmektedir. Yine de Sade'ın kişileri bir bakireyle ilk yattıklarında bile, kanını akıtacakları yerde onunla bir oğlanmış gibi birleşmeyi severler. Hatta bunlardan bazıları kadınların "ön"leri için derin bir iğrenme duygusu beslerler; bazılarının ise daha seçken oldukları görülür; yine de seçtikleri biçim belirlidir; kadının,  Binbir Gece Masalları'nda, onca güzellenen bu organı Sade hiç övmemiştir; karılarına normal biçimde yanaşan zavallı efemineleri sadece hor görmüştür Gerçi Madam Sade'dan çocukları olmuştur, ama bunun hangi koşullarda meydana geldiğini yukarda anlatmıştık. La Coste şatosundaki garip hayat göz önüne getirirsek, Nanon'u mutlaka Sade'ın gebe bıraktığı kanısında üsteleyebilir miyiz? Elbet romanlarındaki usta pedarastlara uygulattırdığı fikirleri Sade'ın hayatına bağlanmamız gerekmez; ancak Sodom'un Günleri'nde zevk konusunda papaza söylettiği sözler bir itiraf olarak alınabilmek bakımından kendi yüreğine oldukça yakın bir belgedir. Papaz bir yerde şöyle konuşur: Oğlan, kızdan çok daha iyidir; oğlanı, hemen her zaman zevkin gerçek tadı olan kötü açısından düşünün; kendi cinsinizden biriyle işlediğiniz suç, karşı cinsten biriyle olana göre daha büyükmüş gibi gelecektir size. Ve bu andan sonra şehvet iki katına yükselecektir. Sade gerçi bir mektubunda karısına karşı tek haksızlığının kadınları çok sevmek olduğunu da yazmıştır; ama bunun karısına karşı resmi ve iki yüzlü bir gösteri olarak kabul etmeliyizdir. Hatta kitaplarında kadınlara verdiği önemli rolleri romanesk bir dialektiğin gereği olarak düşünmek gerekir: Kötülük, onların binlerce yıldır yumuşaklığa alışmış cinsellikleri yanında büyük bir karşıtlık yaratıyor; kadın suç işleyerek kendi bayağılığını aştığı zaman, cesur bir yüreğin atılımlarına hiçbir durumun set çekemeyeceği gerçeğini erkeğe göre çok daha iyi bir şekilde anlatabilmektedir. Ama şu da var: Kuramsal olarak en görkemli kıyıcılarmış gibi nice gösterilirse gösterilsinler, kadınlar aslında kurban doğmuş yaratıklardır, aşağılanmışlardır, gözü yaşlıdırlar, alay konusudurlar, edilgindirler. Yapıtlarındaki bütün kadın kişiler aslında Sade'ın onlar için duyduğu nefret ve aşağılanmaya yakın nitelikleri kuşanırlar. Kadınlara duyduğu nefret annesinden mi geliyor? İkinci bir soru var, o da önemli: Yoksa Sade, kadını kendisinin bir tamamlayıcısı olarak değil de bir yedeği, bir kopyası olarak gördüğü ve ondan bir hiçbir şey anlamadığını sandığı için mi bu kadar nefreti besliyor? Dikkat edilirse yarattığı büyük kadın caniler öbür kişilerden daha canlı, daha diri çizilmişlerdir. Bu yalnız estetik kaygılardan değil, böyle tiplerin kendine yakın olması gerçeğinden doğmaktadır. Onun, Justine tipinde kendini bulduğu öteden beri ileri sürülür; ben hiç bu kanıda değilim; bence ablasıyla aynı işlemler karşısında bırakılan Juliette'nin kibrinde ve zevk tutumunda Sade daha çok vardır. Sade bir yerde kendini kadınmış gibi görmekte ve kadınların istediği şekilde erkekleşemediklerinden yakınmaktadır. Erkekleşebilmek..., bu eyleme en çok giren , en garip kişisi Durand'dır; Sade bu kadına dev bir klitoris kazandırmış ve cinsel açıdan bir erkek gibi bulunabilme yeteneği vermiştir.
...

Sade'ı Yakmalı mı?
sf. 28 - 30
Simone de Beauvoir 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder