"Boşuna kafa patlatıyorsun," dedi Mathieu. "Barış, savaş hepsi bir aslında."
Jacques şaşmıştı.
"İkisi de bir mi? Bunu git de o ölüme hazırlanan milyonlarca insana söyle bakalım."
Mathieu bön bir gülümsemeyle, "Ne var?" dedi. "Hepsi ölümü doğdukları günden beri beraberlerinde taşımıyorlar mı zaten? Onları sonuna kadar öldürüp yok etseler bile insanlık en az eskisi kadar tıka basa dolu olacaktır; tek boşluk, tek eksik bırakmadan."
"En azından bir on iki, on beş milyon eksiğine!"
"Sorun rakam değil," dedi Mathieu. "İnsanlık, yalnızca kendisiyle dopdoludur, kimsenin yokluğunu duymaz, kimseyi beklemiyor. O hiçbir yere gitmemekte, hiçbir hedefe varmamakta devam edecektir gene, aynı insanlar aynı sorularla kafa patlatmakta ve aynı hayatları hiçbir hedefe götürmeden yitirmekte devam edeceklerdir."
Jacques bu lafları yutmadığını belli etmek istercesine güldü, "Yani sen sözü nereye getirmek istiyorsun?" dedi.
"Hiç," dedi Mathieu. "Hiçbir yere getirmek istemiyorum tabii."
*
Yaşanmayan Zaman
sf. 253
SARTRE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder