Venus of Urbıno, 1538, Titian |
Titian'ın ünlü "Venüs" eserine gelmişti sıra, benim duygularımın coşmasına neden olan eser ile ilgili Ferdinand'ın yemini vardır: Doğanın güzellikleri, ruhu coşturur, din saçmalığı ise ruhu tiksinti ile geri çeker.
"Venüs" enfes bir sarışındır, harika gözleri doğanın en etkileyici yönlerini yansıtmaya yeter ve karakteri gibi hayalperest, yumuşak bir görünümü vardır. Beyaz divanında bir eliyle çiçekle oynarken, diğer eli de cilveyle önündeki sevimli çalılarıyla oynuyor. Resmin detayları, rengi ve tarzı görülmeye değerdi ve oldukça baştan çıkarıcıydı. Sbrigani Venüs'ü bizim Raimonde'ye benzetmişti ve ben de aynı fikirdeydim. Tatlı yaratık onun için düşündüklerimizi duyduğunda kızardı, dudaklarına kondurduğum öpücükle yeniden kendine gelmişti.
Aphrodito of Cnidus (Venus) |
"Venüs"
Söylendiğine göre Yunanlılar bu heykele aşık olmuşlardı... Bunu anlayabiliyordum; sanatçı tüm tutkusunu eserine katmış gibi görünüyordu. O bacakların mükemmelliği, göğüslerin biçimi, yüzünün güzelliği, kalçalarının çekiciliği,; eminim ki bu heykeli yapmak için yüzlerce kız içinden en güzeli seçilmişti, insana doğanın verdiği güzelliklerin en güzel örneği idi bu. Bence o yıllarda modeller tüm dünyanın hayran kaldığı, güzelliğe sahip yaratıklardı. Bu heykelin sıklıkla kopyalandığını söyleyebilirim fakat bu heykelin değerini kimsenin benim kadar bilmediğinden eminim... Bu mükemmel heykel yağmacılar tarafından kırılmıştı. Oh! Ne korkunç bir şey! Hayvanlar! Budalalar! Doğanın insanlığa kazandırdığı böyle bir güzelliği nasıl da tahrip etmişler! Bu doğanın en enfes çalışmasıdır. Heykeltraşın kimliğine gelince, burada bir karışıklık söz konusudur; genel kanı çalışmanın Praxiteles'e ait olduğu yönündedir, diğerleri ise çalışmanın Praxiteles'e ait olduğunu söylerler: sanatçısı kim olursa olsun, çalışmanın mükemmel olduğu, hayranlık verici olduğu açıktır, hayal gücünü nasıl coşturduğu, insan ruhuna nasıl tatlı zevkler verdiği ve insan yapımı da olsa bir şeyin gerçekmiş gibi bu kadar etkili olabileceğini nasıl kanıtladığı ortadadır.
Roman, A.D. 100–200. Marble, 59 1/16 in. long. Museo Nazionale Romano. |
Gözlerim "Hermaphrodite" de takılı kaldı, o bir tarafında vajina diğer tarafında penis olan bir varlıktı. Bildiğiniz gibi Romalılar bu tür yaratıklara müthiş ilgi duyarlarmış ve onları seks partilerinde kullanırlarmış. Bu ünlü adı, şehvet simgesine çıkmış çarpıcı bir namı olan Hermaphrodite'in, heykeltraşı, yaratığın çift seksten olduğunu ve genel olarak kullanım rahatlığını vermeye çalışmıştır, bunun için bacaklarını çarpı işareti şeklinde yorumlamıştır: Yatağa yaslanmış şekilde duran yaratık dünyanın en güzel kıçına sahiptir... Shbrigani baştan çıkartıcı kıça gözünü diktiğinde, bana buna benzer bir şey tarafında arka mahzeninden doruğa ulaştığını ve ondan aldığı zevki hiç unutmadığını anlatmıştı.
Sade
(Sade'ın hangi Venüs heykelini betimlediğini
açıkça anlayamadığım için bilinen bir versiyonu paylaştım vs.)
Sade
(Sade'ın hangi Venüs heykelini betimlediğini
açıkça anlayamadığım için bilinen bir versiyonu paylaştım vs.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder