Evrenin Hikayesi


Kendi kökenimizi anlamak yıldızların yaşamını ve kıyametimsi ölümlerinin
 kainata yeni bir yaşamı nasıl getirdiğini anlamakla eş değer.
 Çünkü bu gezegendeki her dağ, her kaya, her yaşayan şey, sizin ve benim her parçam 
uzayın fırınlarında dövüldü.

Her uygarlık, dünyadaki her din bir yaratılış hikayesine sahiptir. Bu hikayeler nereden geldiğimizi, buraya nasıl geldiğimizi ve ölünce ne olacağını anlatır. Benim de farklı bir yaratılış hikayem var, ama bu tümüyle fizik ve uzay bilimine dayalı. Bu hikaye bize nereden geldiğimizi ve neyden yapıldığımızı anlatabilir. Aslında, bize dünyadaki her şeyin neyden yapıldığını ve nereden geldiğinizi anlatabilir. Ayrıca en temel insan ihtiyaçlarından daha büyük bir şeyin parçası olduğunun nasıl bir şey olduğunu cevaplandırıyor; çünkü bu hikayeyi anlatmak için evrenin geçmişini anlamanız gerekiyor. Bu, aydınlanma yolunun yaşamımızı ya da ölümümüzü anlamaktan değil, yıldızların yaşamlarını ve ölümlerini anlamaktan geçtiğini öğretiyor. Benim yaratılış hikayem evrenin bizi nasıl yarattığının hikayesidir. Vücudumuzdaki her atomun Dünya'da oluşmadığını bunun yerine uzayın derinliklerinde, yıldızların destansı yaşam döngüleri boyunca nasıl yaratıldığını açıklıyor.







Uzaya başımızı çevirdiğimizde, aslında kendi başlangıcımıza bakmış oluyoruz. Çünkü hepimiz gerçekten yıldızların evlatlarıyız. Big Bang'ten günümüze dek evrenin tüm geçmişi vücudumuzun her molekülüne ve her atomuna işlenmiştir. Bizim hikayemiz evrenin hikayesidir. Herkesteki, sevdiğimiz her şeydeki her parça, nefret ettiğimiz ya da en değerli gördüğümüz şeydeki her parça kainatın başlangıcının ilk birkaç dakikasında, yıldızların çekirdeklerinde dönüşüm geçirerek ya da şiddetli ölümler sırasında yaratılarak var oldu. Öldüğünüz zaman bu parçalar sonsuz bir yaşam ve ölüm döngüsü içinde evrene geri dönecek.

 Evrenin bir parçası olmak ne müthiş bir şey!

Ne hikaye ama!

Ne görkemli bir hikaye bu!

Brian Cox







*
*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder