Teleskop: Zamanda Geri Gitme Makinesi

Araçlarımız, fiziğin ve astronominin kullandığı yeni olanaklar sayesinde Evren'in geçmişinin izlerini bulabiliyoruz. Ön-tarih uzmanlarının, mağaralarda kalmış fosillerden yola çıkarak insanın geçmişini yeniden kurdukları gibi, biz de Evren'in geçmişini aynı şekilde kurabiliyoruz. Ama tarihçilere göre büyük avantajımız var: Biz geçmişi gözümüzle, doğrudan doğruya görebiliyoruz.

Işık saniyede 300 000 kilometre, yani bizim ölçülerimize göre son derece yüksek bir hızla yolculuk eder. Evren'in ölçülerine göre ise bu çok önemsiz bir hızdır. Işık bize Ay'dan bir saniyede, Güneş'ten sekiz dakikada gelir; oysa en yakın yıldızdan bize ulaşması için dört yıl, Vega'dan sekiz yıl, kimi gökadalardan gelmek için ise milyarlarca yıl yol almak zorundadır. Şimdi teleskoplarımız çok uzak gökcisimlerini gözlememizi sağlamaktadır. Bunların bazıları 12 milyar ışık yılı uzaklıktadır. Demek ki onları 12 milyar yıl önce bulundukları durumda görüyoruz. Başka deyişle teleskoplarınızı Evren'in bir bölgesine çevirdiğinizde , aslında onun tarihinin bir anını gözlemlemiş oluyorsunuz... 

Teleskop bir zamanda geriye gitme makinesidir. Tarihçilere eski Roma'yı görmek hiçbir zaman kısmet olmayacaktır, ama astrofizikçiler geçmişi gerçekten görebilir, gökcisimlerini eski durumları içinde gözlemleyebilirler. Orion bulutsusunu (nebula) Roma İmparatorluğu'nun sonlarındaki durumda görüyoruz. Çıplak gözle de görülebilen Andromeda gökadası ise 2 milyon yıllık bir görüntü... Andromeda'daki yaratıklar da şimdi bizim gezegenimizi aynı gecikmeyle görüyorlardır: Yani insan türlerinin ilk ortaya çıktığı dünyaya bakıyorlardır.

Demek oluyor ki geceleyin gözlediğimiz gökyüzü, gördüğümüz gökcisimleri, bu sayısız yıldızlar ve gökadalar hep birer yanılsamadan, geçmişin üst üste yığılmış görüntülerinden ibaret.Sözün tam ve kesin anlamıyla Dünya'nın şimdiki hali hiçbir zaman görülemez. Size baktığım zaman, bir mikro-saniyenin yüzde biri- ışık sizden bana gelinceye dek geçen zaman- kadar önceki halinizi görüyorum.Bu zaman aralığı bizim bilincimizce algılanamayacak kadar küçükse de, atomsal ölçülere göre hayli uzun bir süredir. Ama insanlar bu kadarcık bir süre içinde şıp diye yok olmayacaklarından, gördüğüm sırada sizin gerçekten orada bulunduğunuz varsayımını rahatlıkla yapabilirim. Güneş için de durum aynıdır: Işığın sekiz dakikalık yolculuğu süresince o da değişikliğe uğramaz. Geceleyin çıplak gözle görebildiğimiz, bizim gökadamızı oluşturan yıldızlar da göreli olarak oldukça yakın cisimlerdir. Fakat ancak güçlü teleskoplarla ortaya çıkarılabilen uzak yıldızlara gelince iş değişir. 12 milyar ışık yılı uzakta gördüğüm quasar olasılıkla bugün artık yoktur bile.

Dünyanın En Güzel Tarihi
sf. 36 -37
Hubert Reeves

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder