Bir alevin karşısına geçtiğimizde, manevi olarak dünyayla iletişime geçeriz. Zaten, sıradan bir uykusuz gecede, mum alevi sakin ve tatlı bir yaşam modelidir. Tıpkı tefekküre dalmış bir filozofun tefekküründeki yabancı bir düşünce gibi, en ufak esintinin de alevi rahatsız ettiğine kuşku yoktur. Ama büyük yalnızlığın hükümranlığı gerçekten kurulsa da, sükunet vakti gerçekten gelip çattığında, işte o zaman hayalperestin yüreği de alevin yüreği de aynı huzurla dolar, o zaman alev kendi biçimini korur ve kesin bir düşünce gibi, dosdoğru kendi dikeylik yazgısına koşar.
Böylece, düşünerek hayal kurulan, hayal kurarak düşünülen zamanlarda, mum alevi ruhun sükunetini ölçen hassas bir manometre olabilirdi; incelikli bir dinginliğin, yaşamın ayrıntılarına kadar inen bir dinginliğin -huzur verici bir hülyanın akışını takip eden süreye süreklilik bağışlayan bir dinginliğin ölçüsü olabilirdi.
Sakinleşmek mi istiyorsunuz? Sükunet içinde ışık veren hafif alev karşısında yavaş yavaş soluk alıp verin.
Gaston Bachelard