The Turin Horse Opening Scene (2011, Bela Tarr)

                                                                                                   


Çalışmalarınızın soğuk ve umutsuz olduğu hakkındaki eleştirileri kabul ediyor musunuz? Çok az umut var gibi görünüyor.

Hayır, çünkü umut dolu olduğumuzu sanıyorum. Eğer bir film yapıyorsanız önümüzdeki elli yıl boyunca var olacağına ve belki de sonra birilerinin izleyeceğine inanıyorsunuz ki, bu çok büyük bir iyimserlik.

Bu durumda, insani durumların absürtlüğü (anlamsızlığı) hakkındaki varoluşsal görüşü kabul etmiyor musunuz?

Hayır, bu absürt değil. Dünya dönmeye devam ediyor ve insanlar filmleri izliyorlar. Bu bizim filmimiz, bu kadar. Size ve herkese insani durumların nasıl olduğunu göstermek istiyoruz. Bu kadar. Kimseyi yargılamak istemiyoruz. Herhangi bir şekilde anlam çıkarmak istemiyoruz. Neler olup bittiği hakkında bir şeyler göstermek istiyoruz.

...
Amerikalı eleştirmen Jonathan Rosenbaum’un çalışmalarınız hakkında ‘maneviyatı olmayan Tarkovsky’ olarak değerlendirmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Kendinizi böyle bir durumda görüyor musunuz?

Bu Jonathan Rosenbaum’un kendi düşüncesi. Bilemiyorum, bu onun düşüncesi. Kendisiyle bu konular hakkında konuşmadım. Temel fark Tarkovsky’nin inançlı olması ve bizim olmamamız. Ancak her zaman umudu vardı, Tanrı’ya inanıyordu. Bizden (benden) çok daha masum. Hayır, onun tarzında film yapmak için çok fazla şey gördük. Çoğu zaman onun daha yumuşak ve hassas olan tekniğinin de farklı olduğunu düşünüyorum.

Sizin tarzınız sert mi?

Evet, o benim için fazla iyi.

röportajın tamamını okumak için:
http://avrupasinemasi.blogspot.com/2011/03/bela-tarr-roportaj.html


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder