Bu şehirdeyken karşılaştığım en kederli görüntü Hölderlin'inkiydi. Fransa yolculuğundan beri (...) o ölümcül yolculuktan beri akıl sağlığını tamamen kaybetti; hala bazı çalışmalarını sürdürebilecek durumda olsa da (Yunancadan çeviriler gibi), aklı başından gitmiş iyice. Görünüşü allak bullak etti beni: Dış görünüşünü tiksinti uyandıracak ölçüde boşlamış; konuşmalarında delilik emareleri göstermiyor ama bu durumdaki insanların hal ve tavırlarını almış tamamen. (...)
( Schelling'den Hegel'e, 1803)
Benim adım, beyefendi, artık aynı değil, artık Killalisimeno'yum. Evet, majesteleri: bir öyle söylüyor bir böyle diyorsunuz, ama bana hiçbir şey olmuyor. (Hölderlin)
Bu ışıl ışıl ebedi dağlar karşısında heyecan duyacaksın aynı benim gibi (...) Burada bir çocuk gibi kalakalmak ve şaşırmak ve sükut içinde tadını çıkarmak dışında ne yapabilirim ki (...) en yakın tepede (...) (Hölderlin)
Kendimden ve etrafımdan duyduğum tiksinti beni yeniden soyutlamaya sürükledi. (Hölderlin)
Saksıya dikilmiş yaşlı bir çiçek gibi halim, günün birinde, sokağa düşüvermiş, toprağıyla ve ekili olduğu saksıyla birlikte; tomurcuklarını kaybetmiş, kökü zarar görmüş (...), soğuktan donuyorum ve bakışlarım beni saran gecede sabitleniyor. Göğüm öylesine kaskatı, öyle çok benziyorum ki taşlara (Hölderlin)
Yaprakların fısıltıları neler söylüyor anlıyordum, insan konuşmalarının bir anlamı kalmamıştı benim için. (Hölderlin)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder