2007 |
Yine Artaud (A 623): Rodez Akıl Hastanesi'nden çıkmış, Vieux Colombier Tiyatrosu'nun sahnesinde küçük bir masanın başında bir konferans vermiş. Ertesi gün, 14 Ocak 1947'de, Andre Breton'a şöyle yazmış:
(...) Kaldı ki kendimi yine, bir kez daha tiyatro salonunda, seansı izlemek için oturdukları yerin parasını ödeyen insanların karşısında buluverdim ve sahneye çıkınca bu seansın gerçekleşemeyeceğini düşündüm. Hepsi bu. İnsanlara şöyle demek gerekirdi: Burada fazlasınız, ben de karşınızda, bir yerde fazlayım, tıpkı melez bir konuşmacı gibi, sokakta, bir barikatın karşısında fazla olmam kuşkusuz, öte yandan günümüz kurumlarının yerleşmesinin sorumluları sizlersiniz az çok, değil mi ki hepinizin saklayacak, koruyacak ya da kurtaracak bir şeyleriniz var. - İşte 4 kez, Andre Breton, buna karar verdim Pazartesi akşamı, sözlerimi kesen korkunç sessizlikler ondandı. Ama her seferinde sözcüklerin ağzımdan çıkmasına izin vermeyen, bedensel anlamda izin vermeyen anlaşılmaz bir engele takıldım kaldım. Hayat, doğum, ölüm üstüne birtakım iğrenç kavramlara kanmış yaşayıp gidiyoruz. Günün birinde öldüğümüz zaman bunun tek nedeni bizi bunlara inandırmaları. Benim sorum şu: Kim benim gibi ölmemeye, bir kez daha tabuta konmamaya karar vermiş? Yalnızca başkalarının izin verdiği şeyleri yaşayan birtakım sözde gurular, yalan yanlış eğitilmiş birkaç pitri maymunu dışında kimseye yararı dokunmamış ölümün asla.
Ayrıca şunu da demek isterdim: (...) Başkaldıran herkes deli ya da sapıtmış ilan edilir, zehirlenir, hapsedilir, bunamaya itilir, intihara sürüklenir, uyuşturulur. Aslında Baudelaire'in günün birinde sözyitimine uğramasına neden olan şey biraz da ondaki bilinçtir. Edgar Poe karmakarışık aklından dramatik biçimde kurtulamadığından içkiye gömülmüştür (...) Gerard de Nerval'i delirten ve bir bilinç krizi sırasında tüm dünya onun deliliğiyle ilgilendiği için ondan asla kurtulamayacağını anladığı gün kendisini intihara sürükleyen şey büyüdür. Bana gelince yıllar önce farkına vardım (...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder