2003
Tül'le belki ayrı gezeceğiz bu öğleden sonra. Ben, buraya asıl gelme amacımın peşine takılacak, Sils- Maria'da Nietzsche'nin evine gideceğim. Sabah, aklıma Oruç geldi tabi. Sonra da Can Alkor. Bu hac seferi kaç kişiyi ilgilendirir?
18 Haziran
18.10 -
Otelde, dağa ve göle karşı, pencerenin önünde, dışarıdan gelen serin havanın dolaştığı odada Tül'ü beklerken, bir şişe Sancerre açtırttım, Nietzsche'ye, Dionysos'a kadeh kaldırıyorum.
Kimler geçmemiş ki buradan: Thomas Mann, Hesse, Kraus, Adorno, Rilke, Cocteau, Benjamin, Musil, Proust, Wagner, vb. Sankt Moritz ile Sils arası bugün dört saat yollardaydım: Bu dağlar, göller insanı ekseninden çıkarır.
Öğle vakti Sils-Maria'daydım. Nietzsche Evi'nin 15:00'de açıldığını görünce, evin arkasından yukarı tırmanan, 'bizimki'nin yürüyüş yoluna saptım: Yolcu ve Gölgesi!
Sonra evde, kaçamak üç dört kare fotoğrafını çektim odanın, özellikle delilik dönemi fotoğraflarının, iki ölüm maskesinin ve sözümona 'Vasiyet'inin önünde boğazım düğümlendi.
Sils- Maria'ya en çok yazları gelirmiş, bu mevsimde - 1879- 1888 arası. Son yolculuğuna, Torino'ya buradan çıkmış. Daha sonra Weimar'a, Röcken'e gidecek olan gövdesiymiş, aklı özgür kalmış.
Akşam üzeri göl kenarında Tül'le buluştuk. Tavşanlara baktık, çiçek topladı bana, biraz yürüdük.
Burada hem içim açılıyor, hem de daralıyor. "İki kişiyim ben" -
19 Haziran
11.20 -
... Sils Maria'dan Oruç'u aramış, bulamayınca mesaj bırakmıştım. Akşama doğru telefonum çaldı; heyecanlıydı, "Selam söyledin mi?" diye sordu - evet, bir selam ondan, bir selam Can'dan bıraktım. Ama ziyaret defterine "Enis Batur, İstanbul" diye yazmakla yetindim - Paul Celan'dan 42 yıl sonra.
Sils'de beni asıl şaşırtan Cocteau'nun her yıl eve gelip önünde diz çöktüğünü ve bir avuç kar yediğini öğrenmek oldu; bir şiirini, bir mektubunu oracıkta okudum.
Sankt Moritz'de mevsim iki hafta sonra açılıyormuş. Burası, mevsim boyu (yaz ve kış) herhalde çekilmez olur: şıklıkta yarışılıyordur. Bir daha gelirsem, Sils Maria'daki Edelweiss'da kalmak isterim: Hoş bir otel, Nietzsche bazen yemeklerini orada yermiş.
Pasaport Damgaları'ndan
(Enis Batur)
*
Mekik için:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder