Zerdüşt'ün Günbatımı, Heinrich Heine |
1.
Artık uzun sürmez susaman,
yanık yürek!
Bir beklenti var havada,
bilinmeyen açıklıklardan gelen bir esinti var,
– büyük serinlik geliyor…
Güneşim alev alev durmuştu tepemde öğleyin:
selam size, selam gelmenize
siz ani rüzgarlar
siz öğle sonrasının serin ruhları!
Hava başkalaşıyor, arınıyor.
Gece hınzırca sahte
ayartıcı bakışlarla
bana mı dikmiş gözünü?..
sağlam dur, yiğit yüreğim!
Sorma: niye? diye –
2.
Yaşam günüm!
güneş batıyor.
Şimdiden altınlanmış
durgun akıntı.
Sıcak sıcak soluyor kaya:
öğleyin onun üstünde
kestirdi herhal öğle uykusunda mutluluk?
Yeşil ışıklarla
koyu uçurumunun üstlerinde oynuyor hâlâ mutluluk.
Yaşam günüm!
akmakta akşama doğru!
Yarı yarıya sönmüş şimdiden
gözünün feri,
şimdiden kabarıyor çiyinin,
gözyaşı akıntısı,
beyaz denizler üzerinde sakin ilerliyor şimdiden
o sevgili morun,
son çekingen kutluluğun…
3.
Neşe, altın neşe, gel artık!
ölümün
en mahrem, en tatlı ulağı, tadı!
– Çok mu hızlı koştum yolumda?
Ancak şimdi, derman kesilince ayaklarımda
yetişti bana bakışın yeniden
yetişti bana m u t l u l u ğ u n yeniden.
Yalnızca dalgalar ile oyunlar kaldı çevrede.
Ağır, ağırbaşlı ne varsa,
mavi unutulmuşluğa battı gitti,
aylak duruyor artık sandalım.
Fırtınalı yolculuklar – nasıl da boşverdi onlara!
İstek ile umut boğuldular,
dümdüz uzanıyor ruh ile deniz.
Yedinci yalnızlık!
Hiç duymamıştım
tatlı kesinliği bu kadar yakınımda,
güneşin bakışlarını bu kadar ılık.
− Parıldamıyor mu doruğumdaki kar hâlâ?
Gümüşsü, hafif bir balık,
Süzülüyor şimdi kayığım açıklara…
Friedrich Nietzsche
çeviri: Oruç Aruoba
çeviri: Oruç Aruoba
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder