Sessizliğin Anarşisi


Bu dünyadan ve dünyadaki varlıktan memnun olmamak; üstinsanı, insanın sahici ya da yabancılaşmamış halini, olmayan insanı aramak; teorilerle, pratiklerle, varlığı -ideal varlığı- yarına, geleceğe taşımak; geleceği, geleceğin geleceğini tahayyül etmek; ama tüm bunları, şimdiki zamanda, bu dünyada, mevcut halle yaşamak; zaman akarken, gündelik hayatın içinde, varlığın (varlıkların) asgari ve azami ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken, kendinin (başkalarının) cennetinde ve cehenneminde, kendiyle (başkalarıyla) kaçınılmaz olarak birlikte, ilişkiler kurarak ve ilişkilerden kaçarak, o geleceğin gel(e)meyeceğini tahayyül etmek...

İntihar etmeyip yaşıyor olmak; hayatın en büyük ve en basit gerçeği. Bu dünyayı ve bu varlığı değiştirme arzusu ile gündelik hayatı, olduğu gibi, geldiği gibi kabullenmenin, sürdürüyor olmanın zorunlulukları (içgüdü, istek, arzu, irade) ve zorlukları arasındaki gerilim; bu yüzyıl sonunda, kişiyi ve isyanını var kılan yegâne imkân.

Red ile kabul arasında, insan, gidip gelen ve hep
aynı yerde -farklı.

Aynı yerde ve farklı. Zamanın düz bir çizgi olduğuna, zamanla birlikte kendisinin de ilerleyeceğine,
değişeceğine, değişmesi gerektiğine inanan insan... Dünyadan ve hayattan umudunu kestikçe, dünyanın ve hayatın altında kaldıkça kendini kemiren insan...


Bir yüzyıl sonundan öteki yüzyıl sonuna insan; sözü, bakışı ve bedeniyle, tercihi intiharsızlık olan
insan; boşluğa bakan, boşluğu gören, boşluğun içini oyan –sözü, bakışı ve bedeniyle– insan; ütopyasına yer açmak isterken kendi heterotopyasını kuran... Kapanan, kapatılan insan, hayatsız, dünyasız; ruhu, –boşluğun ta kendisi değilse ya da pazarda bir meta– tevekkül ile delilik arasında...
Hayatta, ayakta kalmaya çabalama hali ile çaresiz ve ümitsiz bir isyan arasındaki gerilimde yatar
yüzyıl sonu insanlarının tevekkülü, deliliği...
Işık Ergüden

(Kimliksiz olmayı ve farkedilmemeyi istediğinde çoktan nüfus, okul, mahkeme ve hapishane kayıtlarına geçmişti. Esersizliği arzuladığında ise birçok kitabın ve yazının künyesinde "yazan", "çeviren", "yayıma hazırlayan", olarak geçiyordu adı.

Kimliksizliğin anonimlik anlamına gelmediğini düşündüğünden bu metnin altına da yazdı adını.)

"Sessizliğin Anarşisi"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder