Venedik'te Ölüm'ü tekrar izledim geçenlerde, Visconti'nin Tadzio karakterini canlandıracak oyuncuyu (tıpkı Mann'in kitapta betimlediği gibi grek dünyasının en soylu zamanlarından kalma bir heykeli andıran, bal sarısı saçlarla çerçevelenmiş yüzü, dimdik duruşu, tatlı ve tanrısal bir vakar taşıyan edası ile eşsiz güzellikteki Tadzio'yu) arayışını anlatan Searching for Tadzio belgeselini izledim ardından. Birkaç önemli eleştiri yazısı okudum filme dair. mann (edebiyat), mahler (müzik) ve visconti (sinema) bileşimi olan, önemli bir kısmını müziğin ve görselliğin tamamladığı çok güç bir film var aslında karşımızda. visconti'nin mann'ın bu başyapıtı olan kısa romandan yapmaya, kotarmaya çalıştığı şey açısından güç. mahler'i de katarak işin içerisine, romanda bir yazar olan aschenbach'ı müzisyen yaparak altından kalkması çok güç bir işe kalkışmış visconti. yine de üzerinden kırk küsür sene geçen bu yapıt bir requem olarak, tıpkı mann'ın eşsiz romanı gibi sinema tarihinde eşi benzeri olmayan bir yerde sapasağlam duruyor.
tadzio'nun bakışları, yukarıda, sokak şarkıcısının yer aldığı bu sahnede, tam karşısındaki masada oturan Aschenbach'a attığı neredeyse gergin bakışlar... film boyunca hiç konuşmayan Tadzio'nun, Aschenbach'a ne söylemeye çalıştığını yalnızca bu karşılaşma ve bakışmalardan çözebiliriz. Dilsiz, imkansız bir aşkın göstergeleri olan bu bakışmalar var sadece filmde. Bu sefer gülmüyor Tadzio, imalı bakmıyor. Dönüp dönüp gergin bakışlarını atıyor Aschenbach'a
filmin sonundaysa Aschenbach ölmek üzereyken, belki de Aschenbach'ın bir sanrısı, deniz kenarında Tadzio ona uzağı, ufku, sonsuzlukları işaret ediyor.
Venedik'te Ölüm'ü tekrar izledim geçenlerde, Visconti'nin Tadzio karakterini canlandıracak oyuncuyu (tıpkı Mann'in kitapta betimlediği gibi grek dünyasının en soylu zamanlarından kalma bir heykeli andıran, bal sarısı saçlarla çerçevelenmiş yüzü, dimdik duruşu, tatlı ve tanrısal bir vakar taşıyan edası ile eşsiz güzellikteki Tadzio'yu) arayışını anlatan Searching for Tadzio belgeselini izledim ardından. Birkaç önemli eleştiri yazısı okudum filme dair. mann (edebiyat), mahler (müzik) ve visconti (sinema) bileşimi olan, önemli bir kısmını müziğin ve görselliğin tamamladığı çok güç bir film var aslında karşımızda. visconti'nin mann'ın bu başyapıtı olan kısa romandan yapmaya, kotarmaya çalıştığı şey açısından güç. mahler'i de katarak işin içerisine, romanda bir yazar olan aschenbach'ı müzisyen yaparak altından kalkması çok güç bir işe kalkışmış visconti. yine de üzerinden kırk küsür sene geçen bu yapıt bir requem olarak, tıpkı mann'ın eşsiz romanı gibi sinema tarihinde eşi benzeri olmayan bir yerde sapasağlam duruyor.
YanıtlaSiltadzio'nun bakışları, yukarıda, sokak şarkıcısının yer aldığı bu sahnede, tam karşısındaki masada oturan Aschenbach'a attığı neredeyse gergin bakışlar... film boyunca hiç konuşmayan Tadzio'nun, Aschenbach'a ne söylemeye çalıştığını yalnızca bu karşılaşma ve bakışmalardan çözebiliriz. Dilsiz, imkansız bir aşkın göstergeleri olan bu bakışmalar var sadece filmde. Bu sefer gülmüyor Tadzio, imalı bakmıyor. Dönüp dönüp gergin bakışlarını atıyor Aschenbach'a
YanıtlaSilfilmin sonundaysa Aschenbach ölmek üzereyken, belki de Aschenbach'ın bir sanrısı, deniz kenarında Tadzio ona uzağı, ufku, sonsuzlukları işaret ediyor.