Sideways (2004, Alexander Payne)


- Öyle ise yeni bir tane yazarsın.
Bir sürü fikirlerin var, tamam mı?


- Hayır, ben bittim. Ben yazar değilim. Ben orta okul İngilizce hocasıyım. 
Ah, dünyanın götünde değil. Ne diyebilirim ki. Ben gereksizim.
Öyle önemsizim ki, kendimi bile öldüremem.


- Miles, bu ne demek oluyor şimdi?

- Haydi oğlum, biliyorsun. Hemingway, Sexton, Plath, Woolf.
Kitabın yayınlanmadan kendini öldüremezsin.


- 'Ahmakların İttifakı' kitabının yazarından ne haber? 
Yayınlanmadan kendini öldürdü, bak şimdi ne kadar meşhur.


- Teşekkürler!


- Sadece pes etme tamam mı? Başaracaksın.


- Hayatımın yarısı bitti ...ve bunu ispat edecek
hiç bir şeyim yok. Ben bir gökdelen penceresinde parmak iziyim.
Bir milyon tonluk lağımın içinde dalgalana dalgalana denize
sürüklenen tuvalet kağıdındaki bok lekesiyim.


- Gördün mü, bak işte. Şu an söylediklerin bile çok güzel.
"Denize giden boklu tuvalet kağıdı"

- Evet.

- Ben bunu asla yazamazdım.


Aslında ben de!
Bukowski sanırım.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder