Sinekler kadarız Tanrıların gözünde / Başıboş çocuklar gibi keyif için öldürürler bizi.

   


David Sylvester — Kendinizin de ölümlü olduğunu hangi yaşta fark ettiniz?

   Francis Bacon.- On yedi yaşında. Çok iyi hatırlıyorum, çok net. Kaldırımın üstündeki köpek pisliğine bakıp birden şöyle düşünmüştüm, işte bu kadar, hepsi bu, hayat böyle bir şey. Ve çok tuhaf ama aylarca acı çektim. Şu noktaya varıp kabullenene dek: Şimdi buradasın, bir saniyelik bir varoluş, duvarda ezilen sinekler gibi...
   
D.S.— Gloucester’ın dizelerini sık sık tekrarlarsınız, 'Sinekler kadarız Tanrıların gözünde / Başıboş çocuklar gibi keyif için öldürürler bizi.’ Hayata bakışınızı yansıtan bir ifade sanırım.



   F.B.-- Hayatı anlamsız buluyorum. Varoluş süresi içinde bir anlam yakıştırmaya çalışıyoruz. Aslında hiçbir şey ifade etmeyen birtakım tutumlar yaratıyoruz hayatı anlamlı kılmak için.

   D.S.— Ne tür bir anlam?

   F.B.-- Bir günden diğerine var olma biçimi.

   D.S.— Bir amaç mı?

   F.B.-- Boş bir amaç.


  D.S.— Hayat sonuçta anlamsız olduğu halde, insan inandığı bir şeyi yapmak için yine de enerji buluyor kendinde.

  F.B.— Tamamen böyle. Bir hiç uğruna inandığı ama inandığı. Bu çelişkili bir şey biliyorum ama yine de böyle. Doğduk, öleceğiz ve iki aradaki bu amaçsız dürtülerimizle bir anlam veriyoruz.




   D.S - Sizin tabii her tür dinsel inanca karşı çok kesin tepkileriniz var -Hıristiyanlığa olduğu kadar Modern Mistisizme de - bu konuda ne düşünüyorsunuz bilemem ama benim için şu sıralarda insanların çoğunluğunun yaşattığı gibi bir tür sığ Hedonizm sadece iyi vakit geçirme kaygısı, hayatı müthiş sıkıcı kılan bir tavır.

   F.B — Sîze tamamen katılıyorum. Sanırım dinsel inançlarına bağlı kişiler. Tanrı korkusu taşıyanlar, sadece Hedonistik ve amaçsız bir hayat yaşayanlardan çok daha ilginç insanlardır. Diğer yandan, dinsel inançlarıyla yaşadıkları sonsuz sahtelik yüzünden onlara hayranlık duymakla birlikte küçümsemekten de kendimi alamıyorum. Ama eninde sonunda bir insanı ilginç kılan şey kendini bir şeye adamasıdır. Din varken hiç olmazsa dine inanıyorlardı. Bu da bir şeydi. Ama kesinlikle inandığım şu, eğer tümüyle inançsız ama kendini hiçliğe adamış birini bulabilirseniz, işte bu en ilginç kişidir. 



*
(Fotoğraflar: Pete Beard , 1972)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder