Afrika




Afrika benim kişisel benliğimdi. Fakat yedi yaşımdayken, henüz Afrika'nın aynı zamanda insanlığın  beşiği olmasının (aslında bu gerçek o zaman bilinmiyordu) değerini kavramak için çok küçükken oradan ayrıldım. Türümüzü şekillendiren yılların fosillerinin hepsi Afrika'dandır ve moleküler kanıtlar günümüzün bütün insanlarının atalarının orada yaklaşık son yüz bin yıl öncesi gibi yakın bir tarihe kadar kaldıklarını ifade eder. Kanımızda Afrika var ve Afrika'da kemiklerimiz. Hepimiz Afrikalıyız.

Tek başına bu bile Afrika ekosistemini olağandışı bir cazibe nesnesi yapar. O bizi şekillendiren yöredir; içinde ekolojik çıraklığımızı yaptığımız hayvan ve bitkiler topluluğudur. Ama eğer yuva kıtamız olmasaydı bile, Afrika bizi, muhtemelen Buzul Çağı ekolojilerinin son büyük sığınağı olduğu için cezbederdi. Eğer Cennet Bahçesi'ne gecikmiş bir bakış atmak isterseniz, Dicle ve Fırat'ı ve tarımın başlangıcını unutun. Bunun yerine Serengeti ve Kalahari'ye gidin. Yunanlıların Mora'daki dağlık bölgesini, Avustralya'nın iç kesimlerini unutun. Onlar çok yenidir. Olimpos'taki ve Sina'daki dağdan veya hatta Uluru'dan ne gibi bir şey inmiş olursa olsun, onların yerine Klimanjora'ya veya Büyük Yarık Vadisi'nden aşağı Yüksek Bozkır'a doğru bakın. Buralar yıldızımızın parlaması için *tasarlandığımız yerlerdir.  *Darwinci Doğal seçilimle


Richard Dawkins

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder