Darwin'in devrimi, doğal gerçekliğin merkezi bir kategorisi olarak Platoncu özün yerine varyasyonun geçirilmesi şeklinde özetlenmelidir (Mayr, 1963'e bakın; Platoncu özcülüğün yerine geçirilen "popülasyon düşüncesinin" Darwin'in devriminin ana öğesini oluşturduğunu heyecanla savunan yaşayan en büyük evrimcimiz.) Gerçeklik kavramımızın bu şekilde tersine çevrilmesinden ya "büyük dönüşten" psikolojik bakımdan daha altüst edici ne olabilir ki? Platon'un dünyasında varyasyon ilinekselken, özler daha büyük bir gerçekliği gösteriyorlar; Darwin'in tersine çevirme işleminde ise varyasyona tayin edici (ve somut, dünyevi) bir gerçeklik olarak değer veririz, buna karşın ortalamalar ("özler"e en yakın işlemsel yaklaşımımız olan) zihinsel soyutlamalara dönüşür.
Darwin saygıdeğer Grek soyundan gelen bu temel düşünceleri altüst ettiğini biliyordu. Yirmili yaşlarının sonlarında, evrim hakkında tuttuğu gençlik defterine Platon'un özler kuramını acı bir şekilde alaya alan harika bir yorum yazmıştı. Burada, doğuştan gelen ideaların mevcudiyetinin değişmez özsel kavramların semavi alemini ima etmesi gerekmediğine, bunların olsa olsa bizim maddi bir atadan gelişimize işaret edebileceğine dair kısa bir not düşmüştü: "Platon Phaedo'da diyor ki, bizim 'hayali idealarımız' deneyimden türetilemez, önceden 'mevcut' olan ruhtan meydana çıkarlar -mevcut yerine maymunları oku!"
Ralph Waldo Emerson, Tarih başlıklı şiirinde, bu en önemli disiplinin (tarih) derlediği büyük miraslara işaret ediyor:
Bütün gezegene sahibim...
Sezar'ın eline ve Platon'un beynine,
Efendimiz İsa Mesih'in yüreğine ve Shakespeare'nin nağmesine...
Bu miraslar bizim sevinç ve esin kaynaklarımızdır, aynı zamanda sıkıntılarımız ve engellerimiz. Önceden mevcudu maymunlar olarak okuyun ve varyasyonu da doğal gerçekliğin ifadesi olarak yorumlayın.
S. J. Gould.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder