Arthur Rimbaud'nun, Comte de Lautreamont'un Maldoror'un Şarkıları'nı ve Poesies I-II'yi okumuş olduğunu düşünüyorum. Lautreamont V. Şarkı'da "Eğer varsam, bir başkası değilim" diye yazar. Rimbaud, "Ben, bir başkasıdır" diyerek Lautreamont'un cümlesini tersine çeviriyor.
Adonis, Rimbaud'yu doğru anlamıştır. Salah Stetie de Rimbaud'yu iyi anlamıştır. Bu nedenle de 1950'lerin ortalarında başlayan Arap şiirinin (şiirlerinin) modernleşmesi hareketi bugün başarıya ulaşmıştır.
Adonis'e göre Grek kültürü ile Yahudi-Hristiyan kültürü miraslarının kökten reddi Rimbaud'nun yapıtının en belirgin özelliğidir. Bu nedenle Rimbaud Batı'dan Doğu'ya giden bir yol izlemiştir. Adonis'e göre, duyuların düzenini değiştirmek isteyen Rimbaud, Attar gibi Arap mistiklerine yaklaşır. Bu nedenle, akla dayalı ilkeleri Boileau tarafından saptanmış Batı retoriğine (Art Poetique) karşı çıkmakta, bir başka dünya, imgeleme, düşe ve olağanüstüne yakın dünya aramaktadır.
Rimbaud'nun dünyasının bir başka anahtarı da "Ben, bir başkasıdır" formülüdür. Adonis'e göre, Rimbaud, "Ben, bir başkasıdır" derken Descartes'ın "Düşünüyorum, öyleyse varım," formülünü reddetmektedir. Adonis'e göre, "Ben, bir başkasıdır" formülünü "Düşünüyorum, öyleyse ben, benden başkasıdır" tarzından yorumlamak gerekir. Adonis, haklı ya da haksız, Rimbaud kişiliğinde mistik özellikler bulmaya çalışmakta. Mistik'e göre, şiir, Ben'in kendinden geçmenin coşkusu içinde yok olduğu "bilinmez"e çıkılan yolculuktur; bu yolculukta varlık Biz'e, O'na dönüşür, kısacası Ben artık Ben olmayan'dır. Adonis, Rimbaud'yu kendine göre haklı nedenlerle hallaç'laştırır. Bense bu duruma diyalektik açıdan bakıyorum: Ben, bir başkası ise, başkası herkes'tir; Ben'in dışında kalan her şey'dir. Bu durumu ister "Enel hak" ile özetleyin, ister "Ben, evrendir!" biçiminde yorumlayın. Sonuç olarak, ben, ben'den bağımsızlaşmış ve her şey karşısında özgürleşmiş, yani insan ve şair toplumsal, dinsel, kültürel, ahlaki zorunluluklar (gelenek) karşısında özgürleşmiştir; böylece yeni bir bilgiye, yeni bir biçime ulaşacaktır.
Adonis, Rimbaud'sal "cogito"nun Descartes'sal "cogito'nun zıddı olduğu görüşündedir; Rimbaud'sal "cogito" mistik bir "cogito"dur. Bunun anlamı şudur: Varlık, öznel planda birşey, nesnel planda ise başka bir şey olabilir, insan Ben'in Ben olmadığını, kendinden başka bir şey olduğunu keşfettiği zaman klasik felsefenin tasarladığı kimlik ilkesi geçersizleşir.
Mistik ya da değil Rimbaud'nun "cogito"su iki bin yıllık Batı "cogito"su değildir. Bu nedenle, bu "cogito" özneyi ve nesneyi başka türlü algılar, algılamak zorundadır: "Kimlik tektir, ama biçim çoktur!" Ve Cehennemde Bir Mevsim yeni bir Cogito'nun yansıması, "ben"in değişimlerinin şiiridir.
Çevirmen ve yazar
Özdemir İnce'nin kitabından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder