- Artık düşünmemek için sarılıp öp beni, dedi. Ama dilini ağzıma sok. Şimdi, hemen mutlu ol, sanki mahvolmamışım, sanki harabeye dönmemişim gibi. Seni bu ölüm ve kokuşmuşluk dünyasına sokmak istiyorum, bu dünyanın içine kapanmış olduğumu çoktan pekala hissediyorsun. Bu dünyayı seveceğini biliyordum. Şimdi benimle birlikte kendinden geçmeni istiyorum. Seni ölümümün içine sürüklemek istiyorum. Sana vereceğim kısa bir kendinden geçme anı, onların içinde üşüdükleri o budalalık ortamına bedel değil mi? Ölmek istiyorum, tüm gemilerimi yaktım, hiç geriye dönüş olanağı yok artık. Senin kokuşman benim eserimdi: En arı ve en şiddetli olan neyim varsa sana veriyordum, yalnızca giysilerimi çıkaran şeyi sevme arzusunu. Bu kez artık bunlar sonuncu giysilerim.
Annem önümde gömleğini ve külotunu çıkardı. Çıplak olarak yatağa girdi.
Ben de çıplak olarak yatağa uzandım.
- Ben öldükten sonra senin yaşayacağını ve yaşadıkça da iğrenç bir anneye ihanet edeceğini biliyorum. Ama, daha sonra, birazdan seni benimle birleştirecek olan kucaklaşmayı anımsarsan, kadınlarla yatma nedenimi unutma. Şimdi senin o paçavra babandan söz etmenin zamanı değil: Bir erkek miydi o? Biliyorsun, ben gülüp eğlenmeyi seviyordum, belki de buna son vermedim, ne dersin? Son ana kadar, seninle alay edip etmediğimi hiçbir zaman öğrenemeyeceksin... Yanıt vermene izin vermedim. Yine de korkup korkmadığımı ya da seni çok fazla sevip sevmediğimi biliyorum. Her türlü arzudan daha tam, daha korkunç bir uçurumun gerçekliği olan bu neşe içinde seninle birlikte titrememe izin ver. İçine gömüldüğün şehvet şimdiden o kadar büyük ki seninle konuşamıyorum: Ama bunu senin güçsüzlüğün izleyecek. O sırada çekip gideceğim ve sana yalnızca son soluğunu vermek için seni beklemiş olan kadını bir daha hiçbir zaman göremeyeceksin. Ah, dişlerini sık oğlum, sen penisine benziyorsun, arzumu bir bilek gibi büken, aşırı arzuyla dolup taşan penisine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder