Limelights (1952, Charlie Chaplin)



Eski ve yaşlı pandomim ustası Calvero, genç sevgilisi Terry'ye bir gülün açılışını ve soluşunu gösterdi.
  (bkz:Limelights - Charlie Chaplin) Sonra bir kayanın kapanışını... Bir Japon ağacını... Terry hayran oldu ona. Bir çocuk gibi seviniyordu. Calvero, yüreği iyilik kafası düşüncelerle dolu, odasına gitti, yattı. Güzel bir düş gördü o gece. Calvero, bir sahnede, ilkbaharda çiçekler topluyordu. O kadar seviyordu ki çiçekleri, komik bir tavırla yiyordu onları. Bir şarkı söylüyordu. Aşk üstüne. Ve.. ve yalnız değildi. Terry de vardı sahnede. O da onunla dans ediyordu. Aşk... Aşk... Aşk... diyordu Calvero durmadan.

Calvero'nun öyküsü, yani Sahne Işıkları ve onun Şarlo tarafından bizzat bestelenmiş müziği özellikle, Avrupalı seyircileri büyüledi. Limelight, Chaplin için "Kuğunun ölüm şarkısı" idi sanki. Tüm duyarlığını, tüm sevgisini, insancıllığını koymuştu. Biraz duyguluydu belki. Ama küçüklüğü, soytarılar, yoksul pantomimciler, şarkıcılar, müzikhol artistleri arasında geçmiş, laterna müziğiyle büyümüş biri için bu duygusallığı hoş görmeli. 
(Onat Kutlar)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder