Montaigne & Tasso

"O antik ve saf şiirin, hiçbir İtalyan ozanın uzun zamandır olamadığı şekilde, en akıllılarından, en beceriklilerinden ve en olgunlarından biri olandaki kıpırtıyı ve sevinci alıp götüren ne?"

Montaigne, melankolinin pençesine düşmüş Tasso'yu ziyaret eder. 

François Marius Granet (1775 - 1849) Montaigne visits Tasso in Prison



Michel de Montaigne Ferrara’da bulunduktan ve Sant’Anna tımarhanesinin sonsuz karanlığında Torquato Tasso’yu gördükten sonra, kendi duygulanım ve kaygısını yeniden dile getirir, deliliğin anlam ve anlamsızlığını yeniden ifade etmeye ve cevabı olmayan muammalara ilişkin bir şeyler anlamaya çalışır:

François Fleury-Richard (1777 - 1852) Montaigne and Tasso


"Sessizlik bile yalvarmayı
ve kendini duyurmayı bilir."

T. Tasso



“Anlamdan yoksun insanların eylemlerinde, deliliğin, ruhumuzun en kuvvetli işleriyle nasıl da uyuştuğunu görürüz. Delilik ile özgür bir ruhun cesur yükselişleri, olağanüstü ve yüksek bir erdemin etkileri arasındaki mesafeyi algılamanın olanaksız olduğunu kim bilmez ki? Platon, melankolik insanların bilime daha meyilli ve daha üstün olduklarını söyler ve deliliğe bu kişilerden daha meyilli olan da yoktur. Sonsuz ruh vardır ki, kendi güç ve uysallığına kapılmıştır. İtalyan şairlerince uzun zaman yaşatılmış antik ve saf şiirin ruhuna uyan, ona en çok nüfuz eden, en usta adam kendi heyecan ve tutkusu nedeniyle nasıl bir sıçrama yaptı şimdi? O bunu kendi ölümcül canlılığına borçlu değil mi? Bunu gözlerini kör etmiş o aydınlığa borçlu değil mi? Ona mantığını kaybettirmiş olan şey, mantığa ilişkin net ve gergin kavrayışı değil mi? Onu aptallığa sevk etmiş olan şey, bilimlere yönelik meraklı ve çalışkan araştırmaları değil mi? Onu melekesiz ve ruhsuz kılmış olan şey, ruhun melekelerine yönelik o nadide yatkınlığı değil mi?”

Tasso in the Madhouse, 1839 - Eugene Delacroix

Son olarak da meseleyi yakıcı bir sonuca bağlayan ve tabiri caizse, nüfuz edilemez (yürek parçalayıcı) olan karşı anlama dokunan şu cümle gelmektedir:

“En keskin delilik, en keskin bilgelikten doğmaz da neden doğar?”

Eugenio Borgna


*
İlgili okuma:
https://kaotikbenlik.blogspot.com.tr/2013/02/Susmanın Estetiği / Susan Sontag

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder