Grek Medeniyetinde Oğlanlarla Aşk



Bir oğlan aşk ilişkisinin onunla partneri olma yaşını ne zaman geçer? Hangi yaştan itibaren bu rolü kabul etmesi kendisi için, bu rolü ondan istemesi de aşığı için uygun değildir? Bu belli bir sınırı izleyen erkeklik simgeleriyle ilgili, bilinen bir vicdan bilgisidir; sık sık aşılmasına rağmen, bu sınırın geçilmez olduğu söylenir ve bu yasağa uymayanlar kınanır; ilk sakalın bu yazgısal belirti olduğu bilinmektedir ve o sakalı tıraş edecek usturanın aşklar zincirini de kesmesi gerektiği söylenmektedir. Ne olursa olsun, yalnızca oğlanların değil, fazla yaşlı oğlanlarla görüşen erkeklerin de kınandığını belirtmek gerekir. Stoacılar sevgililerini uzun süre –yirmi sekiz yaşına değin- alıkoydukları için eleştirilirdi.     


Bir yandan insanı oğlanlara iten hareketin, güzel olanı saptıran her hareket gibi doğal olduğu kabul edilir. Ama bununla birlikte, iki erkek ya da aynı cinsten iki kişi arasındaki ilişkinin doğa dışı olduğunun olumlanması da az rastlanan bir durum değildir .

fotoğraf: Robert Mapplethorpe, 1983

Ergenlik dönemine ve bu dönemin sınırlarına gösterilen dikkat, çocuk bedeninden, onun özel güzelliğinden ve gelişiminin farklı belirtilerinden kaynaklanan duyarlılığın oluşmasında bir etken oluşturmuş, ergen fiziği çok ısrarlı bir tür kültürel değer verme konusu olmuştur. Yunanlılar, erkek bedeninin, ilk çekiciliğinden çok daha sonra da güzel olabileceğini biliyor ve unutmuyorlardı; klasik yontucu, yetişkin bedenini tercih eder. Ama cinsel ahlakta, özgün çekiciliğiyle “iyi haz nesnesi” olarak düzenli biçimde çocuk bedeni önerilir. Ve bu bedenin çizgilerinin, kadın güzelliğiyle yakınlığından dolayı değerli bulunduğunu sanmak çok yanlış olur.  Bu çizgiler, kendiliklerinden ya da oluşmakta olan bir erkekliğin simgeleri ve destekleriyle olan çakışmaları çerçevesinde değerliydiler: Kararlılık, dayanıklılık, coşku da bu güzelliğin birer parçasıydı: işte bunun için, bu alımın gevşeklik ya da kadınsılığa (efemineliğe) kaymamasının güvencesi olarak, idmanlar, jimnastik, yarışlar, av bu nitelikleri pekiştirirdi. Daha sonraları hatta antik çağda bile ergen güzelliğinin bir bileşkesi –hatta gizli neden- olarak görülecek olan kadınsı belirsizlik, klasik dönemde oğlanın sakınması ve korunması gereken şeydi. Yunanlılarda, oğlan bedenine ilişkin koca bir ahlaksal estetik vardır; bu estetik onun kişisel değeri ve ona duyulan aşkın açımlayıcısıdır. Fiziksel belirti olarak erkeksilik bu estetikte bulunmamak zorundadır; ama erken bir güç ve davranış vaadi biçiminde mevcut olmalıdır: Oğlan, henüz erkek olmasına rağmen erkek gibi davranmalıdır.      


Eros, insanları, hangi cinsten olursa olsunlar birleştirebilir. Eros ne zorunlu olarak eşcinseldir, ne de ille evliliğe özgüdür; ve evlilik bağıyla oğlanlarla ilişkinin ayrışması evliliğin aşkın gücü ve karışıklığıyla bağdaşmayacağında dolayı değildir. Fark başka yerdedir. Evlilik ahlakı, ya da daha belirgin olarak evli erkeğin cinsel etiği, oluşmak ve kurallarını belirlemek için Eros türü bir ilişkiye  (karı koca arasında bu tür bir ilişkinin olması çok olanaklı olsa bile) gerek duymaz. Buna karşılık, en güzel en mükemmel biçimini bulabilmesi için, bir erkekle bir oğlan arasındaki ilişkinin nasıl olması gerektiğini tanımlamak ve ilişkileri içinde, hazları belirlemek söz konusu olduğunda, Eros’a gönderme yapmak gerekli hale gelir.     


Michel Foucault

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder