Mitolojide Hermaphroditos


Hermes'le Aphrodite'nin oğlu Hermaphroditos'un adı Salmakis efsanesinde geçmektedir. Erkek ve dişi cinsi kendinde birleştiren Hermaphroditos tipinden insanların atası olarak Platon da söz etmektedir. "Şölen"diyaloğunda söz alan komedya şairi Aristophanes, insanların en ilkel çağlarda hem erkek, hem de dişi olduklarını, sonra bu yüzden fazla güç kazandıkları için tanrılarca ikiye bölündüklerini anlatır. İki cins arasındaki tutku ve birbirleriyle birleşme isteği çok eski zamanlardaki bu birlikten doğma imiş. (Plat. Şölen, 189e-191d.)

Azra Erhat,
 Mitoloji Sözlüğü




Efsaneye göre cinsel kimliğin kadın ve erkek olmak üzere ikiye bölünmesi, haddini bilmeyen insanlığın küstahlığından kaynaklanır. Bu bağlamda Hermaphroditos ucube değil, farklı cinselliği aynı bedende yaşayan ilk insanın bir türlü özümseyemediği ayrıcalıktır. Aden yurttaşı tinsel ve seksüel alanda sahip olduğu bu olağanüstü güçten aldığı cesaretle Tanrılara kafa tutunca olan olmuş sonuçta ikiye bölünmüştür beden; bundan böyle kadın ile erkeğin birlikteliği, ödenmiş bir bedelin karşılığı olarak, hem ceza, hem de armağandır. Platon, Symposion'da bu konuyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunur; androgoynos dediğimiz üçüncü cins çoktan tarihe karışmış olup, sözünün edilmesi bile artık ayıptır. Ne var ki, bu ayrılmadan sonra bir yarının öbür yarıya muhtaç olması, hiç beklenmedik yeni bir sorunu gündeme getirir: İnsanoğlu yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır; çünkü rasgele sarılarak seviştiği öteki yarısı, kimi zaman hemcinsidir. Tam bu noktada Tanrılar yine devreye girer; zira kendilerine kurban sunulabilmesi için insanın varlığı zorunludur. Öyleyse hemen bir şey yapılmalıdır; Zeus paçaları sıvar -edep yeri öne alınan insanlar, bundan sonra ağustos böceği gibi toprağa yumurta döküp tesadüfen çoğalmak yerine, yüz yüze -birbirlerinin cinsel kimliğini dikkate almak koşuluyla çiftleşerek kesintisiz üreyeceklerdir. 

Mehmet Ergüven,
Pusudaki Ten

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder