HERMANN HESSE
INCIPİT VITA
NOVA
Almancadan
çeviren : Oruç ARUOBA
Yaşamımda, çoğunluk insanların
yaşamındaki gibi, bir özel başkalaşım noktası, bir korku, karanlık,
yalnızlaşmışlık yeri, bir görülmemiş körelme ve boşluk günü var; bugünün
akşamında ise, gökyüzünde yeni yıldızlar, içimizde de yeni gözler doğuyor.
O zamanlar, titreye titreye,
gençlik dünyamın yıkıntıları arasında dolaşıp duruyordum, kırık düşünceler,
kopuk, dağınık düşler üstünde; neye baksam, un-ufak oluyor, yaşamaz oluyordu.
Yanımdan, tanımaktan utanç duyduğum dostlar gelip geçiyor; dün düşündüğüm, sanki
yüzyıllıkmışçasına, hiçbir zaman benim olmamışçasına uzaklaşmış, yabancılaşmış
düşünceler dönüp bana bakıyordu. Sonra herşey yıkıldı, kaydı gitti, korkunç
bir boşluk, bir durgunluk sardı çevremi. Artık bana yakın hiçbirşey yoktu, ne
sevgili, ne komşu; yaşamım sarsıcı bir tiksinti gibi kabardı içimde. Sanki her
ölçü taşırılmış, her tapınak kirletilmiş, her tat bozulmuş, her yükseklik
aşılmıştı. Sanki bütün temizlik pırıltıları karartılmış, bütün güzellik umutları
kırılmış, ayaklar altına alınmış. Özleyecek hiçbirşeyim yoktu artık,
tapınacak, nefret edecek hiçbirşey. İçimde kutsal, alçalmamış, bağışlatıcı ne
kaldıysa, bakışını, sesini yitirmişti. Yaşamımın bütün bekçileri
uyuyakalmıştı. Bütün köprüler yıkılmış, bütün uzaklıklar maviliklerinden
soyulmuştu.
Çekici, sevmeğe değer ne varsa
böyle yitip gittiğinde, ve ben, bir tin kazazedesi gibi, bitkin,
anlatılmazcasına tükenmiş, yoksul, sefilliğimin bilincine vardığımda,
gözlerimi yere düşürdüm, kollarım bacaklarım ağır, kalktım, geçmişimin bütün
alışkanlıklarını bırakıp uzaklaştım; geceleyin, selam bırakmadan ve kapıyı
kapatmadan evini bırakıp giden bir hükümlü gibi.
Yalnızlığın dibini gören kim var?
Kim yadsıma ülkesini bildiğini söyleyebilir? Bakışlarım kararıyordu uçurumun
üstüne eğildiğimde, düşüyorlardı aşağıya, duracak yer bulamadan. Yadsıma
ülkesini gezindim durdum, dizim yorgunluktan kırılana dek, ve daha hâlâ önümde
uzanıp gidiyordu yol hiç eksilmemiş bengiliğinde.
Bir durgun, hüzünlü gece, avutucu
ve rahatlatıcı, kubbelendi üzerimde. Uyku ve düş, sılaya dönmüşü karşılayan
dostlar gibi geldiler bana, öldürücü yükü, bir bohçayı alır gibi indirdiler
sırtımdan.
Hiç kazazede olup karayı
gördüğün, yüzerek sana yaklaşan birini gördüğün oldu mu? Hiç ölümcül hasta
olup ilk sağaltıcı, temiz dağ havasını içine çektiğin, yenilenen kanın tatlı
kıpırtısını hissettiğin oldu mu? Bu kurtarılan, bu sağalan gibi, beni de bir
şükran, huzur, ışık, sağlık dalgası kapladı, o gece, bilinmez varlıkların bana
dostça yaklaştıklarını anladığımda.
Gökyüzü, daha önceleri hiç
görmediğim bir görünümdeydi. Yıldızların yerleri ve dönüşleri ile iç yaşamım
arasında önceden belirlenmiş bir dostluk birliği kuruldu; bengi-olan da, açıkça
ve iyilikle, içimden birşeyleri kendi yasalarına bağladı. Çölleşmeğe yüztutmuş
yaşamıma, altın toprakların serildiğini; içimde eski yeni herşeyi soylu
billurlar gibi düzenleyeceğini, dünyanın bütün şeyleri ile, bütün harikaları
ile iyilikli birlikler kurması gerektiğini enfes bir şaşkınlıkla sezinlediğim
bir güç ve bir yasanın verildiğini hissediyordum.
Incipit vita nova. Yeni birisi
oldum artık, kendi kendime bir mucize gibi geliyorum daha, hem dingin hem
etkin, kabul eden ve bahşeden, belki en değerlilerini kendimin bile daha
bilmediği değerlerin sahibi.
***
Çevirenin Notu:
Metin, Hesse’nin 1897-99
yıllarında Tübingen’deyken yazdığı, ilkin Eugen Diederich’in yayımevince
(Leipzig, Haziran 1899), yayımcının karısı, Hesse’nin dostu, şair Helene
Veigt’un ısrarı üzerine (yayımevinin çizgisine uymadığı halde) yayımlanan
Geceyarısının Ardından Bir Saat (Eine Stun- de hinter Mitternacht) adlı 9
parçalık derlemenin 4’üncü parçasıdır.
Kitabın ilk farkına vararak
üzerine yazı yazanlardan biri Rilke’dir; ama kitap ilk yılında ancak 53 adet
satmıştır. Hesse (kendisi ‘ün’ kazandıktan sonra çabucak tükenen) kitabın yeni
bir basımına uzun süre izin vermez; sonradan (1941’de) ancak kısıtlı (1500
nüshalık) bir yeni basımını (Verlag Fretz und Wasmuth, Zürich) yaptırdığı
derlemedeki metinleri de «düzyazı şiirler» diye nitelendirerek, bunların kendi
«yolu[n]un anlaşılması için önemli» olduklarını, «içeriği ve sorunlarının
yaygın okur kitlelerini ilgilendirmediğini, «ama dar dost ve eleştirmenler
çevresine yeniden ulaştırılmaları gerektiğini söyler.
Burada aslı ve çevirisi verilen
metin 1941 baskısındandır (ss. 67-72).
Parçanın (son paragrafın ilk
tümcesi olarak yinelenen) Latince başlığı, «Başlıyor Yeni Yaşam» (ya da
«dilegeliyor (konuşmağa başlıyor) yeni yaşam») demektir. Bu, akla hemen
(metnin içindeki «bengi», «dönüş», «yük», «sağalma» gibi sözcüklerle birlikte)
Nietzsche’yi getirir: Nietzsche’nin Şen Bilim adlı kitabının ilk baskısının
(1882) son parçasının (s. 342) adı «Incipit tragoedia»dır: Başlıyor Tragedya.
Bu parça da (hemen hiçbir değişiklik görmeksizin) Nietzsche’nin bir sonraki
kitabı, Böyle Buyurdu Zerdüşt’ün en başında yer alan parçadır.
"Yazko Çeviri", Ocak-Şubat 1982, Sayı: 4
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder