Türkiye’de Nietzsche denilince Zerdüşt akla geliyor hemen. Piyasada 8-10 çeşit Zerdüşt “çevirisi” var. Peki niye ille de Zerdüşt çevriliyor? Çok satıyor o haliyle de ondan. Zerdüşt’ü alıp okuyanların yelpazesi geniş aslında. “Ferrarisini Satan Bilge” niyetine, “Simyacı” niyetine de okunuyor. Şiirsel bir metin, oradan birkaç güzel cümle okuyup, sevgiline hava atabilirsin filan. Bunun böyle olmasını belirleyen de, ister inanın ister inanmayın, dağıtım şirketlerinin elemanları. Böyle pazarlanıyor bu kitap. Yayın piyasasını, dolayısıyla düşünce dünyasını kısmen onlar belirliyorlar. Oysa Zerdüşt en son okunması gereken kitap. Tragedya’nın Doğuşu’ndan başlayıp, sırayla okumak gerek; sonra bir de sıkı Nietzsche biyografisi okumalı ki, göndermeler tam olarak anlaşılsın. Kimileri, “Nietzsche Ağladığında”yı okuyup, ben Nietzsche’yi biliyorum diyebiliyorlar; politikanın içinde olan, sözü dinlenen “ağır abiler” var böyle. Halbuki, eski Afa yayınlarından çıkan “Kızkardeşim Karım” isimli kitap doğru düzgün okunmuş olsa, “kırbaç” meselesi aydınlığa kavuşacak. Ama ezberden konuşmak çok rahat.
Bir de Zerdüşt’ün buyurması meselesi var. Yıllarca bu başlığın etkisinde alımlandı Zerdüşt ve Nietzsche. Oysa, Siyahi’deki yazımda da belirttiğim gibi, Zerdüşt buyurmaz, o söyler sadece.
İthaki yayınlarının tüm Nietzsche’leri eksiksiz ve doğru çevirilerle yayımlama çabasında benim payım fazla değil. Ben Colli-Montinari edisyonunu önerdim, ki bunu da kafamıza sokan elbette sevgili Oruç Aruoba’dır. Yayınevi copyright satın almaya yanaşmayıp herhangi bir edisyonu yayımlamayı da tercih edebilirdi. Ama o zaman yapılacak işin eksik olduğunu gördüler. Çünkü C-M dışında gerçekten de doğru dürüst bir edisyon yok. Olay sadece dipnotlarda ve açıklamalarda bitmiyor. Oruç Aruoba’nın çevirilerini beğeniyorum elbette. Yukarıda da söylediğim gibi, aslında Nietzsche dilimize yeni çevriliyor.“Tragedya’nın Doğuşu”nun çevirilerine bir allahın kulu açıp baksın. İddia etmiyorum, bunu söylemek bir görevdir, bu kitabın Türkçe’de yapılmış ilk çevirisi, benim çevirimdir. Diğer kitaplar için de aşağı yukarı öyle. Bunu bana değişik Üniversitelerde akademisyon olan, tanıdığım tanımadığım insanlar söylediler; metinleri Almanca, İngilizce karşılaştıranlar var. Üzerinde Almanca’dan yapıldığı yazılmış bir çeviride, İngilizce çevirideki hatanın aynen yinelendiği saptanıyorsa, başka ne söylenebilir ki?
Nietzsche’nin popüler olduğunu da sanmıyorum. Yukarıda dediğim gibi, popüler olan yanlış bir Nietzsche imgesi, yanlış bir Zerdüşt imgesi.
Çevirileriyle 19.Yüzyılın en önemli düşünürlerinden Nietzsche’yi
derli toplu ve doğru okumamızı sağlayan Mustafa Tüzel’e
Nietzsche ve Türkiye hakkında sorular gönderdik.
Sağ olsun, kırmadı bizi, bilgilerini bizimle paylaştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder