27 mart 1866
Salı
(Gece, saat 9.30) Yağmur geri geldi. Masalarımı ve raflarımı düzelttim, bu düzen sevincini verirken aynı zamanda düzensizlik duygusunu veriyor. Zamanımdan, bana kalan güçlerden, harcayacağım yaşamımdan hiçbir şey yapmadığımı ve bunun sonucu hiçbir şey yapmayacağımı her gün daha iyi görüyorum. Haftalar, aylar birbirini izliyor ve tasarılara ve eyleme gelince kendimi tam olarak aynı noktada yeniden buluyorum. Bu kendi ekseni etrafında dönme, bu yerinde durmayan sabitlik, bu verimsiz çalkantı, beni gelecek için korkutuyor ve şimdi için içimi sızlatıyor. Değirmen taşım hiçbir şey öğütmüyor ve boşuna dönüyor.
Sabit bir amaç olmadan her şey, mutluluk ve ün kaybedilir,
Devam etmeden hiçbir şeye ulaşılmaz.
Günlerim ve mevsimlerim nereye gidiyorlar? hiçlik, iz bırakmayan okumalar, konusuz sohbetler, gereksiz kararsızlıklar, izsiz ziyaretler, devamı olmayan başlangıçlar, yararsız düşler, özet olarak önemsiz şeyler, boş lakırdılar, kendini beğenmişlikler halinde tükeniyorlar. Tüm zamanım öngörülemeyene, günlük aptallıklara harcanıyor ve bir kışın sonunda, kendimi ne daha bilge, ne de daha ileride değil de daha da yaşlanmış olarak buluyorum. Süslenme, gazeteler, mektuplaşma, isimsiz işler, faydasız hareketler en aydınlık saatlerimi emiyorlar; ve buna rağmen hiçbir yerde görülmüyorum, yalnız başına, neredeyse bir keşiş gibi yaşıyorum. Tiyatroları olduğu gibi kütüphaneleri, çalışmayı olduğu gibi zevki savsaklıyorum. Özet olarak, bir budala gibi yaşıyorum ve biyografisini yazmak zorunda olduğum Mornex'nin zavallı keşişinin ayırıcı özelliği olan bu benzersiz güçsüzlük yönüne doğru dev adımlarla ilerliyorum. Zevklerim dadı ve büyükanne zevkleri, yumurcaklarla çocuk oyunları ve kadınlarla sonuçsuz kalan gevezelikler. Bana gevşemişim ve bütün erkeksi tutkular beni terk etmiş gibi geliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder