Sade'dan Queer Öyküler
Beni Hep Böyle Kandırın
Hala hayatta olması ve güçlü varlığı yüzünden sizden adını gizlememe izin vermenizi isteyeceğim sayın ... Kardinali kadar ahlaksız pek az insan vardır yeryüzünde. Resmi görevi, yoldan çıkmışlara hazlarını doyurmak için gerekli şeyleri sağlamak olan o kadınlardan biri, söz konusu Kardinal için hep özel anlar düzenlemektedir. Görevi gereği ona her sabah en fazla on üç, on dört yaşlarında bir kız çocuğu sunar ama Kardinal Hazretleri uygunsuz bir biçimde hazlarını tatmin ettiğinden, genç kız bakire olarak girdiği yerden bakire olarak çıkar, böylece ahlaksız insanlara bir ikinci kez daha satılabilirdi. Kardinal’in buyruklarını körü körüne yerine getiren saygıdeğer kadın, bir gün, elinin altında, her sabah sunmak için anlaştığı o gündelik haz nesnelerinden tek bir tane bile bulunmadığını görünce korodan çok güzel bir erkek çocuğunu kız gibi giydirmeyi düşünür. Çocuğa saçlar takılır, bir bone geçirilir başına, jüponlar giydirilir, kısacası Tanrı’nın bu kutsal adamının isteyebileceği bütün yanıltıcı çekicilikler sağlanır. Tabii ki ona kendisini öbür cinsten ayıran özellikler verilemez ama bu durum düzenbaz kadını da pek korkutmaz açıkçası... Bu yutturmaca işinde kendisine yardım eden arkadaşını, “Bu erkek çocuğunun evrendeki bütün kızlarda da varolan yerleriyle ilgilenecektir yalnızca, korkmanıza hiçbir neden yok...” diye yatıştırır.
Bir İtalyan kardinalinin böyle şeylerle kandırılamayacak kadar ince bir sezgi yeteneği ve fazlasıyla gelişmiş bir zevki olduğuna inanan çocuğun annesiyse heyecan içindeydi. Çocuk gelir, saygıdeğer papaz onu kurban eder arzularına ama üçüncü deviniminde " Per Dio santo" diye bağırır Tanrı'nın adamı, "sono ingannato, questo bambino e ragazzo, mai non fu putana!"
Ve doğruluğunu kontrol eder... Kutsal kentin sakini için bu serüvende öfkelenecek bir şey olmadığından kardinal yoluna devam eder, sürdürür işini, belki de patates yerine kendisine yer mantarı ikram edilen çiftçi gibi "Beni hep böyle kandırın" diye söylenir içinden.
İşi bittiğinde, "Madam" der yaşlı kadına, "bu kandırmacanızdan ötürü kınamıyorum sizi."
"Monsenyör, bağışlayınız."
"Hayır, hayır, kesinlikle kınamıyorum sizi ama bir daha böyle bir şey yapacak olursanız beni önceden uyarmayı sakın ihmal etmeyin çünkü... ilk anda göremediğim şeyi böyle bir durumda kesinlikle hemen fark ederim."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder