KISA ÖNSÖZ
Bu deneme,
ciddiyetten uzak ya da ahlakdışı diye adı çıkmış bir konuyu, övmek için değil,
altında ne olduğunu anlamak ve bu konu aracılığıyla edebiyat-ahlak ilişkisini
tanımlamak amacıyla büyük bir ciddiyetle ele almaktadır. Umarım bu çalışma
ilginç olacağı kadar yararlı da olur. Son yıllarda edebiyat ve sanatta görülen
erotizm aşırılıkları, güçlükle kazanılmış özgürlüklerin yeniden tartışma konusu
yapılması tehlikesini de beraberinde getirmektedir. Koşulsuz hoşgörü
savunucularına karşı insanlar, püritanizme ve yasaklamaya geri dönüş hayalleri
kurmaktadır. Cinselliğin tümüyle ifadesinden yana olan yazarların yüzyıllardır
süren mücadelesinin temsil ettiği her şeyi, bütünlüklü bir bakış açısıyla her iki
tarafa da sergilemek bir zorunluluktur.
Kamuoyu tarafından
oldukça iyi karşılanmış olan önceki kitaplarımdan Aşkı Özgürleştirenler'de özel
yaşamın özgürleşmesinin en büyük modern ideali olarak düşündüğüm "tutkulu
aşkla çapkınlığın sentezinin nasıl gerçekleşeceğini romanesk, sosyolojik ya da
mistik yollarla göstermiş olan cinsel devrimin ustalarını inceledim. Bu
kitapta, tamamlayıcı bir adım olarak, cinsel devrimin temel bir unsurunu, bu
devrimi her yönüyle yansıtan edebi erotizmi titizlikle deşeleyecek, onun paradoksal
gelişimini inceleyecek ve etik ve stilistik düzeyde çeşitli dersler
çıkaracağım.
Elbette bu erotik
edebiyat tarihinin okul kitaplarına benzer hiçbir yanı yoktur; bir tür didaktik
elkitabı yapmak, gereğinden fazla dar görüşlülük ve sakıncalı bir durum olur.
Tersine, böyle bir edebi türün dayattığı sorunları değerlendirebilmek amacıyla,
yazarlarının psikolojisini vurgulayan biyografik saptamalarla birlikte, çok
sayıda metin analizine dayanan genel bir
düşünce söz konusudur. Bu, aynı zamanda, yoğunlaştırılmış bir tarihtir,
çünkü bu konudaki gereksiz uzatmaları haklı bulmak mümkün değildir; ben, klasik
yazılarla ya da kolektif libido' yu bize açıklamada oldukça anlamlı popüler
kitaplarla kendimi sınırlamak isterken, bu gereksiz uzatmalar beni ikinci
dereceden şeylerden söz etmeye yöneltebilir.
Tensel hakları öne
sürme amacı taşıyan bir edebiyat tamamıyla meşrudur. Ama insan dengesi
tehlikeye atılmak istenmiyorsa bu edebiyat, ruhun haklarının tensel hakların
önünde tutulmasını, nesnel olarak ruhu eleştirerek, ister. Bu edebiyatın, bu
kitapta ortaya koyduğum değişimlerinin genel bilgisinden yoksun olunduğunda,
taşıdığı derin anlam ve yaratıcıları konusunda acınacak yanılgılar işlemek
mümkündür. Kitabım boyunca, dinsel özgürlük kavramının tanımlanışı, zaman içindeki gelişiminin açılımı, dönüşümleri
ve hatta çelişkileri görülecektir. Erotik bir kitabın iyi mi kötü mü olduğuna,
edebiyata mı ait, yoksa psikopatalojik bir belge mi olduğuna karar vermeyi
sağlayacak gerçek ölçütlerin neler olduğu anlaşılacaktır.
Günümüzde,
alabildiğine dizginsiz edebi ya da sinematografik ürünler karşısında, geçmişte
olduğu gibi erdemi yardıma çağırmak yerine, erotik-olan ile pornografik-olan
arasında ayrım yapmak gerektiği ileri sürülüyor. İkiyüzlülüğün yeni biçimi şuna
dayanıyor: Bu roman ya da bu film erotik olsaydı onun kalitesi önünde
eğilirdim; ama o pornografiktir, bu yüzden onu öfkeyle reddediyorum. Bu düşünce
tarzı o kadar aptalcadır ki, kimse burada gördüğü farklılığı açıklamayı
başaramaz. Haksız da değillerdir: Farklılık yoktur.
Pornografi tensel zevklerin saf ve basit tanımıdır, erotizm bu aynı tanımın bir aşk düşüncesine ya da toplumsal yaşama bağlı olarak değer kazanmasıdır. Erotik olan her şey, bazı fazlalıklarla birlikte, zorunlu olarak pornografiktir. Erotikle müstehcen arasında ayrım yapmak çok daha önemlidir. Bu durumda erotizm, teni arzulanır kılan, gözalıcı parlaklığı ya da körpeliği içinde gösteren, sağlıklılık, güzellik, nefis bir oyun izlenimi uyandıran her şey olarak kabul edilir; oysa müstehcenlik teni küçük düşürür, pisliği, güçsüzlükleri, kaba saba şakaları ve edepsizce sözcükleri tene ortak eder.
Pornografi tensel zevklerin saf ve basit tanımıdır, erotizm bu aynı tanımın bir aşk düşüncesine ya da toplumsal yaşama bağlı olarak değer kazanmasıdır. Erotik olan her şey, bazı fazlalıklarla birlikte, zorunlu olarak pornografiktir. Erotikle müstehcen arasında ayrım yapmak çok daha önemlidir. Bu durumda erotizm, teni arzulanır kılan, gözalıcı parlaklığı ya da körpeliği içinde gösteren, sağlıklılık, güzellik, nefis bir oyun izlenimi uyandıran her şey olarak kabul edilir; oysa müstehcenlik teni küçük düşürür, pisliği, güçsüzlükleri, kaba saba şakaları ve edepsizce sözcükleri tene ortak eder.
Bu kitap Avrupa
edebiyatını ele almaktadır —çünkü Kama Sutra'lar gibi kendi ülkelerinde dinsel
anlamı olan Doğu eserlerinin, dindışı anlam edindikleri ve erotizmin belirli
bir edebi tür haline geldiği yer Avrupadır— ama eksiksiz olmak zorunda
değildir. Bu konuda, Orta Çağdan itibaren tüm ulusları etkileyecek kadar mutlak
özgünlüğe sadece iki ulus, İtalya ve Fransa, sahip olduğundan erotik edebiyatı
ulus ulus ele almak bu kitabı gereksiz —ve monoton— bir biçimde büyütmek
olurdu. C. R. Davves'in A Study of Erotic Literatüre in England'da (1943)
gösterdiği gibi, İngiltere erotik edebiyatını ancak XVII. yüzyılda geliştirmeye
başladı. Almanya, hafifmeşrep Fransız yazarlarından esinlenmeden önce, Boccaccio'nun
etkisinde kaldı (bu etki Hans Sachs üzerinde görülür). "Altın çağ"
Hollandasının tek erotik kitabı, Verıus Bataua (1618), Latincedir ve özellikle
oymalı yirmi dört levhası nedeniyle değerlidir.
Engizisyon sansürüne
meydan okumaya cesaret edemeyen İspanya, duygusal ve şövalyeliğe ilişkin
edebiyatta uzmanlaştı; Femando Bruner Prieto'nun kataloğunu hazırladığı Palma
Mayorka'daki Don Antonio Villalonga'nın kütüphanesinin müstehcen kitaplar
bölümündeki yüz yetmiş üç erotik kitap arasında sadece üç İspanyolca kitap
(obras de burlas —kaba güldürü piyesleri— tarzında iki şiir antolojisi ve
Quevedo'nun bir pikaresk şiirler seçkisi) bulunuyordu. 1983'de Madrit'te
yayımlanan İspanyol erotizmi üzerine bir eser, sadece başpapaz de Hita'nın
Libro de Buen Amor'u ve La Celestina komedisi gibi Platoncu ve satirik eserleri
belirtiyordu. Travesuras del Amor (1870) gibi ilk İspanyol pornografi romanları
XIX. yüzyılda Londra'da yayımlandı. Avrupa'nın bütün erotik edebiyatı Yunan,
Latin, Fransız, İtalyan, İngiliz, Alman dillerindeki yüz kadar başyapıta
indirgenebilir. Bunlar incelendiğinde, tüm geri kalanlar gereksiz yineleme ya
da niteliksizleşme gibi gelir: Bu başyapıtların yazarları türün yasalarını
belirlemiştir.
Cinsel edimi bütün
çeşitlilikleriyle konu edinen gerçek anlamıyla erotik romanı, erotik bölümler
içeren romandan ayırmak gerekir. Erotik bölümler içeren roman cinselliği serbestçe
canlandırır, çünkü yazan, bu temel güçten yoksun kişileri anlattığında romanın
eksik kalacağını düşünür; ama yine de daha geniş bir amaca hizmet eder. Gerçek
anlamıyla erotik roman sadece cinselliği ifade eder, başka hiçbir şey değil, ve
bunu da okuyucuyu tahrik etmek için yapar. James Joyce’un Ulysses'ini, Mrs.
Bloom'un sondaki monologuna rağmen, erotik roman olarak nitelendiremeyiz, çünkü
Ulysses öncelikle aşağı tabakalar üzerine metafizik bir romandır: Şehrin aşağı
tabakası (kahraman, Dublin'in heyecan dolu mahallelerinde dolaşırken); dilin
aşağı tabakası; insan bilincinin aşağı tabakası. Sade'ın romanları ise tersine,
kudurmuş cinsel isteğini doyurmak ve gerektiğinde bunu başkalarına iletmek için
yazılmış erotik romanlardır. Dolayısıyla burada, Sade'ınkilerle
karşılaştırılabilecek eserleri seçmem gerekti, yoksa tesadüfen cinsellikten
bahsedenleri değil.
Sürrealizm ve Rüya,
Romantik Sosyalizm, Okült Felsefe Tarihi adlı büyük denemelerimde daha önceden
yapmış olduğum gibi, ele aldığım konuyu, en az bilinen yönlerini ve
inceliklerini ortaya çıkaracak bakış ağlarının altına yerleştireceğim. Derin
bilgi gerektiren çalışmalarımın hedefi daima, belirli bir sistemin bilgisini
okuyucu için olanaksız hale getiren kabul edilmiş düşünceleri ortadan
kaldırarak, onu yanılgılardan kurtarmaktır. Erotizm üzerine çok sayıda önyargı
ve yanlış değerlendirme vardır, çünkü henüz, derinleştirilmiş incelemeler ve
eklerle bir üniversite tezinin konusu olmamıştır. İlk erotik edebiyat tarihi
1927 yılında Stuttgart'da yayımlanan, Dr. Paul Englisch'in Almanca, Gesaıichte
der Eroticschen Literatür adlı eseridir. Hitler, Berlin'deki Cinsel Bilimler
Enstitüsü'nün kapatılmasını emrettiğinde Naziler tarafından yok edildiğinden
dolayı günümüzde bulunmayan bu kitap, hem gazetelerin çapkınlık ilanlarını, hem
de yasadışı kitapları inceleyen altıyüz doksanbeş sayfalık, dört yapraklı forma
biçimindeydi. Bu eserin ayrıntılı bir özeti, Hugo Hayn’ın Bibliotheca Gemmnorum
Erotica et Curtosa'sının 1929 ekinde görülebilir. Jacques Gorvil’in 1933
tarihli Fransızca bir uyarlaması, Historie de l'erotisme en Europe,
orijinalinin vasat bir özetinden başka bir şey olmadığından orijinalin her şeye
rağmen bütünüyle gün ışığına çıkarılması gerekmektedir.
O zamandan günümüze
özellikle erotik edebiyatı sözlükleri, antolojileri ve bibliyografyaları kaleme
alınmaktadır; bunlar arasında 1971'de Pascal Pia yönetiminde gerçekleştirilen
("Fransızca alanı"yla sınırlı) Dictionnaire des oeuvres erotiques,
Jean-Jacques Pauvert'in 1979'da çıkardığı ve sonradan iki cilt daha eklediği
VAnthologie des lectures erotiques ve 1981’de Londra'da yayımlanan Patrick J.
Keamey'in bibliyografyası, The Private Case, sayılabilir. Demek ki, böyle bir
türün tarihsel evrimini, hatır olsun demeden anlatan ve değerlendiren
karşılaştırmalı ve tanıtıcı bir deneme eksikti. Ben, bu eksikliği doldurmak
istedim.
Hangi noktaya kadar
her şeyi söylemeye izin vardır? Ve yazarlar, açıkça ya da 'anonimliğin örtüsü
altında her şeyi söylemeye cesaret ettiklerinde, insan doğası üzerine, işin
özünü söylemek zorunda olanlardan daha şaşırtıcı açıklamalarda mı bulundular?
Bu tür soruların cevabı, Rimbaud'nun söz büyücülüğü için başvurduğu
"imlasız erotik kitaplar" dahil, kütüphanelerin
"cehennemleri"nde saklanan
eserlerin titizlikle incelenmesini gerektirmektedir. Böyle eserler, sözcük
dağarcıkları ve içerikleriyle, bütün toplumların korumak istedikleri görgü ve
nezaket idealine karşı durarak, istisnaların edebiyatını oluştururlar. Bu
türün, duygusal türün yavanlıklarıyla çelişmek için varolması iyi bir şeydir,
ama bu erotik türü diğerlerinin üzerine koymak elbette tiksinti verici olur.
Dolayısıyla bu deneme, edebi yaratının ve aşk hayatının kurallarını daha iyi
ayırt etmeyi teşvik eden istisnai olanın incelenmesi olarak okunmalıdır.
Alexandrian
Alexandrian
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder