İZ

İnsan iz bırakmak ister, işini iz bırakmak olarak da görüyorsa, görmüşse.

Romantik optik, denilebilir. Günüyle sınırlı bir gerçekçilik beni baştan başka bir işe, uğraşa, yaşama anlayışı ve biçimine götürürdü. O dünya yerine bu dünyayı, öyle yaşamaktansa böyle yaşamayı istedimse, işin içinde, besbelli çok genç bir yaştan harekete geçmiş bu türden bir kıpıölçer olduğu içindi.

Kayboluşu istemedim, kim ister kayboluşu. Bu bağlamda kayıtsız, beklentisiz olanlar vardır herhalde; gene de yaratma güdüsünün içinde bir kalıcılık, bir iz bırakma kuruntusu olmadığını söylemek güç olsa gerektir.

Bir kibir, bir büyüklenme okunamaz mı bu duruşun özünde? Genişçe ele almak istediğim bir konu, soluk ayarı yaptıktan sonra.

E.B.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder