Aphrodite'ye Yakarış




Ey tahtı ışıl ışıl ölümsüz Aphrodite
Ulu Zeus’un düzenci kızı
yalvarırım yüreğimi acılarla
dağlama!

Yardımıma gel gene, hani eskiden
sesimi duyunca nasıl, çıkıp
babanın sarayından kanat çırpan
kuşların

çektiği yaldızlı arabana biner;
yeryüzüne inerdin bulutsuz
mavilikten;
ölümsüz dudağında o aydınlık gülüşle
sorardın,

“Gene nen var?” derdin, “nedir gene
deli gönlünü çelen? Tılsımımla kimi
baştan çıkarıp yollamam gerekiyor
koynuna?

Söyle, Sappho, kim seni üzen?
Kaçıyorsa kaçsın, bırak,
yakında o senin ardına
düşecek,

bugün almıyorsa verdiklerini,
yarın o sana armağanlar verecek,
seni sevmiyorsa, istemese de er geç
sevecek.”

Geleceğin varsa, şimdi gel,
kurtar beni
kuşkudan, ne diliyorsa gönlüm
yerine getir, sen de katıl benimle
savaşa.

SAPPHO
(Türkçesi: Cevat Çapan)




Tahtı renkler saçan ölümsüz Afrodit
Zeus'un oyuncu kızı, ey ece,
üzgüler, kaygılarla yüreğimi
Ne olur ezme

Gel gene eskiden olduğu gibi
duyunca uzaklardan yakarmamı
altın evini babanın bırakıp
geldiğin gibi

arabanı hızla sürüp göklerden
yeryüzüne getirirlerdi seni
sık kanatlarını çırpıştırarak
güzel serçeler

konuverdi yere ve sen
ölümsüz yüzünde gülümsemeler
başıma gelenleri sorardın, neden
çağırdığımı

deli gönlümün dileğini sorardın
"Peitho kimi getirsin kollarına
sana bu gün böyle haksızlık eden
kimdir ey Safo:
şimdi kaçsa da tez düşer ardına
armağan almayan gelir sunmaya
istemese de sevmese de bu gün
er geç sevecek."

Gel kurtar ne olursun gene beni
bunca zorlu kaygısından gönlümün
oldur olmasını dilediğini;
katıl savaşıma

SAPPHO
(Türkçesi: Azra Erhat - Cengiz Bektaş)

resimler: Alphonse Osbert (1857 -1939) "Sappho"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder