Vajina Üzerine

Vajinayı ilk görüşümde ona tapacak kadar aşırı bir içine girme susuzluğu yaşamadım. Ona penisimle girmeden önce, onu öpmem için bilinmeyen bir güç tarafından çekildim ve bunun ödülü tadını ve aromasını tanımam oldu. O zamandan beri bir ayin geliştirdim. Her yeni vajinayı önce öpüyorum. Genellikle bu öpüş o gelene kadar devam ediyor.

Vajina hakkında, asla kötü konuşmak ya da ondan iğrenmeyle bahsetme arzum olmadı ve Lyceum’dayken şaşırmıştım ve onun hakkında saygısız ve hor görücü kelimeler duyuyordum. Birçok hafif süvari askeri vajinanın kokusuna duydukları nefreti dile getiriyorlardı. Buna vajina için tutkuyla karşı koydum ve herkes şiirsel olanına ek olarak, benim için büyük bir gelecek olduğu kehanetinde bulundular. Benim için bir hanımefendiye ya da ucuz bir fahişeye de ait olsa, her vajina kutsaldı ve kutsaldır.

Beni şehvete ve tapınmaya yöneltmesi yanında, bir vajina beni bir bebeğe, kedi yavrusuna, ya da köpek yavrusuna her bakışımda hissettiklerime yöneltiyor. Sanırım bizim çocuklar tarafından yönlendirilmemiz onların vajinada yakın zamanda geçici olarak bulunmaları yüzünden. İçinde olan her şeye sihrini bulaştırıyor. Penisimi vajinanın kalbine girme şansına sahip olduğu için o kadar kıskanıyorum ki. Ah! Onun derinliklerine, dilim, burnum ve gözlerimle girebilseydim.


The Origin of the World, 1866, Gustave Courbet


Vajina iki narin komşunun -kıç ve sidik deliği- eşlik ettiği paha biçilmez bir elmas gibidir. Vajina iyiliğiyle bok kokusunu, idrarı ve üç kokunun oluşturduğu buketi kutsar. Kadının vücudunun her yerinde vajinayı görürüz. Lazımlıkta kalmış bok ya da idrar kokusu bana bok ya da idrar kokusunu değil vajinasını hatırlatır. Vajina bir kadının vücudundaki her oyukta görünür. Koltukaltındaki kılları, kasık kıllarını hatırlatır ve kasık kılları vajinanın bayrağıdır.

Vajinanın benim üzerimdeki büyüleyici etkisi, kasılmalarla gelen hayal kırıcı ferahlamanın ardından sona erer ve ben sakin ve rüya görür bir halde ona, fırındaki bir ateşe ya da denizdeki dalgalara bakan biri gibi bakarım. Sonra onun kutsal dış hatları su yüzüne çıkmaya başlar, bir duygu seline kapılırım ve bedenim tutuşur. Belki ateşin bana bu kadar çekici gelmesinin nedeni budur. Onun oburluğu ve dikkatsiz her şeyi tüketme yeteneği. Ateşten güvenli bir mesafede hoşlanırım. Her ne kadar beni yaksalar ve ruhumu sonuna kadar tüketse de, vajinalardan uzak durabilmek için gerekli karaktere sahip değilim.

Vajinaya üzerine o kadar düşünmeme rağmen, hala ona baktığımda neden böylesine güçlü duygulara neden olduğunu tam olarak anlayabilmiş değilim. Benim için ona bakmayı sürdürmek her zaman zor oluyor ve vajinanın çiğ etini gören bir hayvan gibi saldırmamak ve onu sivri uzun dişlerimle delmemek için kendimi zor tutuyorum. Sevgili vajina ilişki süresince görülmez ve eğer ona bakmak için penisimi tamamen dışarı çıkarmadan geri çekilirsem vajinayı kılla süslenmiş ama kahretsin ki penisle tıkanmış görürüm. Bunun yanında tattığım zevk beni çıldırtır ve sona götürerek susuzluğumu vajinaya zihinsel sokuş uğruna gidermek zorundayım. Oysa düzerken, vajinayı değil sevgilinin yüzünü görürüm. Yalarken bile vajina gözlerime o kadar yakındır ki yeterince dikkat edemem; Çünkü görüşüm bulanıktır ve onu ağzımla kapatırım. Ona hayranlık duymak için uzaklaşırsam, sahibi ateşli bir bakış değil ateşli bir dokunuş istemeye başlar. Önünüzde utanmadan alışılmış olarak bacaklarını ayırmış ve dizlerini kırmış vaziyette yatmış kadın. Harikaya bakıyorsunuz ve üzerinizdeki gücü muhakkak. Akıl zeki olmaya ve vajinanın sadece derinin kıvrımları olduğunu mırıldanarak ateşinizi soğutma girişiminde bulunur ama kalbiniz farklı şekilde inanmaktadır. Vajina hayatın ve ölümün sırrıdır. Bu pembe, kıvırcık kıllarla gölgeli, nemli et vajinanın bu hipnotize edici görünüşü Tanrı’nın suretidir.

Bir vajinaya iman etmek tek Tanrıya imandır. Ahlaksızlık, birçok vajinaya tapmak paganların çoktanrıcılığına benzer. Altın Çağ’ın paganizm zamanlarında özlenmesinin nedeni bu mudur?

*
Puşkin
Gizli Günce

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder