Tanrım, vahşilik nasıl da çağırıyor beni
Yalnız bir başıboşun yaşamından başka bir yaşam olamaz benim için
Dayanılmaz bir cazibesi var
Tenha yol en iyisi benim için

God, how the wild calls to me.
There can be no other life for me but that of the lone wanderer.
It has an irresistible fascination.
The lone trail is the best for me.


*


Tek başıma,
ben omuzlayacağım gökyüzünü,
ve meydan okumalarla küfredeceğim
ve fatihin şarkısını haykıracağım dört rüzgârlara,
Yer, deniz, güneş, ay ve yıldızlar.
BEN YAŞIYORUM.


Alone,
I shoulder the sky,
And hurl my defiance
And shout the song of the conqueror
To the four winds,
Earth, sea, sun, moon, and stars.
I LIVE!



*


Tek sığınağı mühim olmayan şeyler,
zihni düşünmekten uzak tutan emek ve arkadaşlık
egosuna eski erkekliğini bir parça da olsa geri veren

Fakat çıplak güzelliğe uzun zaman bakan kişi
asla dönemeyebilir cihana
ve ne kadar denese de,
boş ve nafile bulacaktır elindeki uğraşı
ve insan ilişkisini maksatsız ve abes
Tek başına ve kayıp,
ölmek zorundadır o güzelliğin sunağında


Beauty isolated is terrible and unbearable,
and the unclouded sight other kills the beholder.
His only refuge is in insignificant things,
in labor that keeps the mind from thought, and in companionship
that gives back to the ego some of its former virility.

But he who has looked long on naked beauty may never return to the world,
and though he should try, he will find its occupation empty and vain,
and human intercourse purposeless and futile.
Alone and lost, he must die on the altar of beauty.



*


Anlatın açlıktan geberdiğimi,
kaybolduğumu,
bitkin olduğumu
Anlatın çöl güneşinde yanıp kör kaldığımı
yaralı, susuz, hasta
Yalnız, ıslak ve üşümüş olduğumu
fakat
yine de

rüyama sahip çıktığımı!


Say that I starved,
that I was lost and weary;
That I was burned and blinded by the desert sun;
Footsore, thirsty, sick with strange diseases;
Lonely and wet and cold,

but that I kept my dream!





EVERETT RUESS 
1914 - 1934

1 yorum:

  1. Christopher Mccandles'in hayatını anlatan ve Sean Penn'in filme aktardığı yabana doğru kitabını okurken yabanda trajik bir şekilde biten başka pek çok insan öyküsüyle de karşılaşmıştım. İçlerinde sanatçı kimliğiyle öne çıkan Everet Ruess de onlardan biriydi. blogda, köşede , küçük bir yer ayırmak istedim ona da. yirmisinde daha, birkaç şiir, resim ve fotoğraftan sonra, yabanda yitmiş, iz bırakmamış ardında, onun da ısıdore gibi kusursuz olmuş yokoluşu, genç ölümüyle gönlümü çaldı...

    YanıtlaSil