Bir daha ne zaman
medeniyete döneceğime gelecek olursak, bunun yakınlarda olacağını hiç
sanmıyorum. Doğadan sıkılmış değilim; aksine tabiatın güzelliğinden ve sürdüğüm
başıboş hayattan her geçen gün daha da keyif alıyorum. Bir ata semer vurmayı
tramvaya binmeye, yıldızlarla bezenmiş açık bir gökyüzünü tepemde bir çatı
olmasına, bilinmeze giden belirsiz, zorlu bir patikayı asfalt kaplı yollara,
yabanda hayatın verdiği derin huzuru kentlerin tedirginliğine tercih ederim.
Ait olduğumu hissettiğim ve kendimi etrafımdaki dünyayla bütün olarak
algıladığım bir yerde yaşam sürdüğüm için beni suçlayabilir misin? Bana refakat
edecek zeki varlıklardan yoksun olduğum doğru. Ama benim için gerçekten anlamlı
olan şeyleri paylaşabildiğim o kadar az insan tanıdım ki, kendi içime çekilmem
gerektiğini öğrendim. Bu güzellikle sarmalanmış olmak bana yetiyor...
Senin dar tanımlamanla bile, yaşamak zorunda
olduğun hayatın monotonluğuna, yavanlığına hiçbir şekilde dayanamayacağımı
biliyorum. Asla durulmayacağım. Şimdiden hayatın derinliklerine dair fazlasıyla
şey gördüm ve bundan bir adım geri atmaktansa, her şeyi yapabilirim.
EVERETT RUESS’İN
KARDEŞİ WALDO’YA YAZDIĞI,
KENDİSİNDEN
ALINAN SON MEKTUP
11 KASIM 1934
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder