Otto Dix, doğal kompozisyon yeteneği sayesinde tüm resim ve grafik tekniklerini öğrendiği Dresden’deki Hochschulefür Bildende Künste’de (Güzel Sanatlar Akademisi) eğitim aldı. 1920’lerin ortasında tempera (yumurta sarısı ile pigmentin karıştırılması) tekniğiyle resim yapmaya ve resimlerin yüzeyini yarı saydam sırla kaplamaya başladı. Metropolis adlı bu resme rahatsız edici ve komik atmosferi kazandıran parlak dokuyu ve saydam renkleri elde etmek için de aynı tekniği kullanmıştır
Dix, bu resimde Weimar toplumunda aşırıya varan sosyal sınıf ayrımını betimlemiştir. Birbirinden ayrı ancak belli bir etkileşim içinde olan bu üç tablo ile sanatçı, caz çağının eğlence düşkünü, zengin gençleriyle fakirlik, düşkünlük ve dışlanma gibi daha zor koşullar içinde sıkışıp kalmış insanlar arasındaki tezatı gözler önüne sermiştir.
Triptikte güçlü bir tiyatral etki vardır. Soldaki dilencinin sağındaki gösterişli sahneye baktığı görülür.
En sağdaki tabloda yer alan heykelsi figürler düşsel bir tiyatro sahnesini çağrıştırır. Bu ayrıntılar kent resimlerindeki atmosferin gerçek dışı olduğu hissini pekiştirir. Dix, aynı zamanda, cinsel haz ve fiziksel zaaf temalarını da kullanır. Sanatçının kadın figürleri aynı anda hem şehvet düşkünü ve dünyevi hem de masum ve çekingendir. Bu resmi gerek siyasi bir bildiri gerekse safahat tutkusunun sembolü yapan şey de zaten bu tür tezat öğelerin bir arada kullanılmış olmasıdır.
Larry Mcginity
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder