In Memory Of Charlie Chaplin (1889 - 1977)

Hayatının son yıllarında tamamen içine kapandı.Annem çok üzülüyordu. Bir zamanlar çok canlı ve çok önemli biri olan babamın öylece eriyip gitmesi onu çok üzüyordu. Ama babam huzurlu görünüyordu.Yavaş yavaş kendini geri çekiyordu ve ölümü de bu çekilişin son aşaması oldu. Onunkisi yüzyılın yüzüydü. Onunkisi yüzyılın hayatıydı. Arzusu ve enerjisiyle, ve tabii dehasıyla kendi zamanının sevinçlerini ve acılarını anlatmıştı Ve aşklarını ve dehşetini ve tabii bulabildiği komik yanları.Mükemmel değildi. Huzursuz ve acı çeken bir adamdı.
Kısaca, o da bir insandı ama bize kendi insanlığımızı anlatma yetisiyle donanmış bir insan.

Michael Chaplin




"Tek kurtuluş, yalnızlık. O zaman da hayal dünyası en büyük gerçeklik; gerçek dünya ise bir yanılsama oluyor. Kütüphaneme gidiyor ve büyük soyut düşünürlerle yaşıyorum -Spinoza, Schopenhauer, Nietzsche ve Walter Pater.


Varoluşun amacı nedir? Bilmiyorum. her şeyi olduğu gibi kabul ediyorum. İnsanın kendini bu tip sorgulamalara adamasının ne değeri var ki? Burada olmamız, daha önce olan her şeyin sonucunda bizim ortaya çıkmış olmamız yeterli. Yarın ne olacağının ne önemi var? Biz söz konusu olduğumuz sürece, bizler çağların tacıyız. Her birimiz kendimizi, evrim sürecinin kusursuz birer meyvesi sayabiliriz. Yaşamak için bu dünyadayız -bu yeterli."  

Ben 'hayaletlere' inanmıyorum. Ne kafamda, ne de orada dışarıda hayalet var. Ruhsallığa inanmıyorum ve açıkçası ölümden sonraki hayata da inanmıyorum. Hayat buradaki haliyle yeterince ilgi çekici -elimizden geldiğince faydalanabilelim bu hayattan."

Charles Spencer Chaplin
(1889 - 1977)













 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder