İntihar Şehitlerine

İyi de alıp veremediğiniz ne intihar eden zavallılarla?

Budala, gerizekalı, korkakmış gibi davranıyorsunuz onlara, sanki her birinin kendine özgü korkunç ve sayısız gerekçesi yokmuş gibi.

İnsani ve tanrısal acıma duygusu, bu son nokta karşısında, her fedakarlığın, her vazgeçişin, en yüce "ahlak"ın, çıkarlardan, en bayağı çıkarlardan, insanın çıkarı için yaratılmış değerlerden başka bir şey olmadığını yüzsüzce ortaya koyacak kadar kaba ve dar görüşlü biçimde yararcı mı öyleyse?

Siz, pek çok yüce şeye yatkın olanlar bile, dünya ilişkilerinden gönüllü çekilme edimi karşısında, merhametsiz olduğunuzu ortaya koyduğunuza göre, öyle olduğu apaçık. Çıkarınıza olduğu sürece geçerli acıma; ama bir insan size çıkar sağlama olanağından el çektiğinde, o zaman bütünüyle birer hayvan olduğunuzu ortaya koyuyorsunuz, olmak istemediğiniz birer hayvan.

Gene de size diyorum ki, intihar eden kişi bir şehittir, bütün dinlerin şehitleri kadar değerli bir şehit. Ve dinden kastım, insan ruhunun her türlü tutkusudur, Tanrı ya da hepsi birer ilah olan idelerdir.

Şehit çektiği acılarla ve kanıyla, bir bütün oluşturan düşüncesinin ve duygularının içtenliğini -artık bayağılıktan arınmış ruhunun içtenliğini- kanıtlayan kişiyse; intihar eden kişi de, yalan söylemek yerine (kendine ve başkalarına), yararsız olduğunu hissettiği bir çabayla, aynı ölçüde yararsız ve yabancı olduğunu hissettiği bir düzene zorla uyum sağlamak yerine, kendini öldürmeyi, kendine o büyük acıyı, bütün acıların o en büyüğünü vermeyi yeğlediğinde, niçin bir şehit olmasın?

Bir insan, kendi görüşünce, ölümü aştığını, yaşamla ölümü kendi içtenlik bilincinin doruğundan değerlendirdiğini ortaya koyuyorsa, bırakın erdem tacirliğine soyunup "bu dinsizliktir" diye yaygara koparmayı.

Elbette, onunki de yararcılıktır gene (yaşamda ne yararcılık değildir ki?), ama hiç olmazsa salam ticaretinden farklı bir yararcılıktır, ruhu yücelten, altüst eden ve yüce bir esrimeyle yükseklere çıkaran bir yararcılıktır.

Elbette, her şey yararcılıktır yaşamda, ama ruhum değerler arasından seçim yapmayı bilir.Bazı değerleri özüne daha uygun bulur. Öyleyse niçin kendimi onlara atmayayım var gücümle?

Niçin zorunlu olsun böyle acımasızca küfretmek, yüce değerleri uğruna kendini feda edenlere?


CESARE PAVESE
(21 Ekim 1927)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder